Kur'an-ı Kerim'in Meal ve Tefsiri

72 - Soru: Kur'an-ı Kerim'i Türkçe olarak kabul edenler var. Türkçe basılmış Kur'an'lar var. Bu hususta beni aydınlatmanızı temenni ediyorum.
Cevap: Sormak istediğiniz hususu ifadenizden kesin olarak anlayamadık Ancak iki ihtimal akla gelmektedir:
a) Türkçe'ye çevrilmiş bulunan Kur'an tercümesi, sadece ayetlerin karşılığından ibaretse "Meal" adını alır. Mânâ ile birlikte açıklama da yapılmış ise "Tefsir" denilmektedir. Bu iki yoldan dilimize aktarılmış olan meal veya tefsire Kur'an denilemez. Kur'an-ı Kerim'in meali veya tefsiri denilir. Bununla namaz da kılınamaz.
b) Yeni yazı ile basılmış olan Kur'an-ı Kerimlere gelince: İler ne kadar Arapça ifade taşıyorsa da ondan okumada telâffuz hataları olur. Arapça'da "Ha, Hı ve He", "Dal, ve Dat", "Te ve Ti", "Zel, Ze ve Zı", "Se, Sin ve Sad", "Kaf ve Kef" gibi harfler, birbirine yakınsa da sıfatları, çıkış yerleri ve okunuş tarzları itibariyle birbirinden farklı bulunmaktadır. Bunlara karşılık yeni yazı alfabedeki h, d, t, z, s, k harfleriyle yukarıda gösterilen harflerin seslerini tam olarak çıkarabilmek mümkün olmamakladır Kur'an-ı Kerim'in kendi yazısından başka bir yazı ile yazılmasına İslâm uleması cevaz ve fetva vermemiştir.
73 - Soru: Kur'an'ın Arabça tarifini yazınız?
Cevap: "En-Nazmü'l-münezzelü alâ Resulinâ el menkuulü anhü tevâtürâ" diye tarif edilmektedir.
74 - Soru: Secde ayetinin mealini okuduğumuzda secde yapmak vacib olur mu?
Cevap: Secde ayetinin mânâsını (tercümesini) okuyan kimseye ihtiyaten secde etmek gerekir. Dinleyen ve secde ayetinin mânâsı olduğunu anlamayan kimse, başkasının haber vermesi ile secde vacib olmaz (Ömer Nasuhi Bilmen: Büyük İslâm İlmihali, namazla ilgili bölüm, madde: 374).
75 - Soru: Hasan Basri Çantay'ın tefsiri ve Ahmed Davudoğlu'nun meali nasıldır?
Cevap: Merhum Hasan Basri Çantay'ın "Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim" adlı tefsiri ile Ahmed Davudoğlu'nun meali, bugün mevcut mealler içinde en güvenileni ve en güzelidirler
76 - Soru: Bugün Türkiye'de Kur'an-ı Kerim'i tam tercüme edecek hoca var mıdır? Varsa isim ve adresi:
Cevap: Türkiye'mizde Kur'an-ı Kerim'in meal veya tefsirini başarmış olanlar vardır. Hasan Basri Çantay, Ahmet Davudoğlu ve Elmalılı Hamdi Yazır hocalar gibi. Ancak bu kadar zor olan işe özenen ve teşebbüs edenler vardır. Muvaffak olabilen ise azdan azdır. Hayatta olanlardan isim vermemekte bizi mazur görünüz.
77 - Soru: Bize hangi tefsiri ve hangi meali tavsiye edersiniz?
Cevap: Merhum Hasan Basri Çantay'ın üç ciltlik "Kur'an-ı Hakim ve Meal-i Kerim" adlı tefsirini ve Ahmed Davudoğlu'nun mealini tavsiye ederim.
78 - Soru: Kur'an'ın lügat mânâsı nedir?
Cevap: Kur'an, lügat itibariyle "Toplamak ve okumak" anlamına gelmektedir.
79 - Soru: Ayet ve hadis mealleri bulunan takvim yapraklarım sobada yakabilir miyiz?
Cevap: Evet.
80 - Soru: Kur'an-ı Azim'in tefsirinde kaç tarik vardır ve onlar nelerdir?
Cevap: Kur'an-ı Kerim'in tefsirinde iki yol vardır: Tefsir birrivâye, Tefsir biddirâye, Tefsir birrivâye: Ashab ve eslâftan gelen rivayetleri dikkate alarak ayet-i kerimeleri tefsir etmektir. Tefsir biddirâye: İlim dirayetini kullanarak tefsirde bulunmaktır.
81 - Soru: Re'ye göre tefsir kaç türlüdür? Açıklayınız?
Cevap: Bu yolda yapılacak tefsir beş türlüdür. Bunlardan hangisi olursa olsun caiz değildir. Bunlar, şöyle sıralanabilir:
1- Tefsire imkân ve cevaz veren ilimleri tahsil etmeden yapılan tefsiridir. Okumadan alim, yazmadan kâtip olunmaz cinsinden, ilim sahasının yüz karaları; 10 tane harekesiz ayeti okuyamayacak kadar cehalet karanlığı içinde ve echel-i cüheladan bulunan bir kimsenin yapmaya cür'et gösterdiği tefsir.
2- Allah Teala'dan başkasının bilmediği müteşâbihâta dair kesin surette yapılan tefsirdir. Tefsir sahasının kudretli alimleri bile, bu noktaya gelince "Allahü a'lemü bi murâdihi" demekle yetinmişlerdir.
3- Bozuk bir mezhebi takrir ve teyid için yapılan tefsirdir. Böyle sapık bir mezhebi esas alıp tefsiri ona tabi kılma yoluna gidilmesi, Ayet-i Kerimeyi aslından inhirafa zorlar.
4- Delil bulunmaksızın "Allah'ın(cc) muradı böyledir" diye kafi olarak yapılan tefsirdir.
5- Heva ve hevese uymak suretiyle yapılan tefsirdir. Karâmita, Batıniyye ve Hurûfilerin tefsirleri, heva ve "keyfe mâ yeşâ" diye adlandırılacak zırvalardan ibarettir.
82 - Soru: Tefsir-i Celâleyn'e "İki Celâl'in tefsiri" mânâsını taşıyan böyle bir ad ne sebeple verilmiş bulunmaktadır?
Cevap: Celâl ismini taşıyan iki büyük İslâm alimi tarafından tamamlanmış olması bakımından "Celâleyn Tefsiri" adı verilmiştir. Bunlardan biri, Celâlüddin bin Ebu Bekir es-Süyûti'dir. Bu zât, Fatiha'dan İsrâ suresinin sonuna kadar olan kısmın tefsirini yapmış bulunmaktadır. Diğer alim ise, Celâlüddin bin Muhammed bin Ahmed'dir. Bu da Kehf suresinden sonuna kadar olan kısmın tefsirini yapmış bulunmaktadır. Bu zatların her ikisi de Şafii mezhebinden olup, takip ettikleri tefsir tarzı, tefsir bir rivayedir.
83 - Soru: Kur'an-ı Kerim'de geçen "Hûr" ve "İn" kelimeleri sarf ilmi yönünden ne kelimedir ve mânâları nedir?
Cevap: "Hûr", "Havra" kelimesinin cemilenmiş şeklidir. Mânâsına gelince, gözün karasının son derece siyah, beyazının da son derece ak olması mânâsına gelmektedir. "İn" lâfzı ise, "Ayna" kelimesinin cemilenmiş şeklidir. Büyük gözlü mânâsına gelmektedir.
Kur'an Ayetleri
Fetvalar