Yemin

1577 - Soru: Bazı kimselerin iki lâfın arasında bir yemin ettiği görülmektedir. Ağzından çıkan kelâmın dini sorumluluğunu dikkate almadan and içen şahıslar, Allah'ın (cc) mübarek adını kendi sözüne şahit olarak kullanırken, dini hükümleri hiç düşünmemektedirler.
Cevap: Dinimizin esasları incelendiği zaman görülmektedir ki, yemin, herhangi bir işi işlemek veya işlememek hususunda karara veya iddiaya kuvvet vermiş olmak için, Allah'ın (cc) adıyla and ederek ahitte bulunmaktır.
Yaygın olan şekilde yemin, kasem için kullanılan "Vav", "bâ" ve "tâ" harflerinden birini Allah'ın (cc) isminin evveline getirerek, "Vallahi, billahi, tallahi" lâfızları ile yapılır, "Vallahi falan yere gideceğim, billahi bu malı şu kadara aldın, tallahi o kimseyi ben dövmedim" demek gibi.
Cenab-ı Hakk'ın sıfatlarından birisiyle de yemin edilebilir. Kudret-i ilâhiye andolsun ki, ben o şahsı tanımam, İzzet-i ilâhiye kasem ederim ki, ben o şahsın evine girmem, Rahman'a yemin olsun ki o sözü ben söylemedim" demek gibi.
Helâl olan bir yiyeceği kendine haram kılmak suretiyle ifade edilecek bir söz de yemin sayılır. "Bu yemek bana haram olsun" demek gibi.
"Kabe hakkı için, evlâdımın başı için ve çocuğumun hayatı için" diyerek yemin edilmesi doğru ve geçerli değildir.
1578 - Soru: Ben bir gün babama, "Eğer ben sizden ayrılıp gitmezsem, üçten dokuza şart olsun" dedim ve sonra babamla barıştık. Bir türlü ona kıyıp da ayrılıp gitmedim. Sonra pişman oldum ve birçok bilginlere danıştım, çok kötü fetvada bulundular. Halihazırda iki çocuk sahibiyim. Bu sözle ailem boş oldu mu, olmadı mı?
Cevap: Dini hükümlere bakacak olursanız, ailenizin sizden üç talâkla boş olduğunu görürsünüz. Buna bir çare de yoktur. Bilginlerin verdiği fetvaları "kötü" diye vasfetmeniz ise çok yanlıştır. Bir işi yapmadan önce sormanız, daha sonra uygulamanız gerekirdi. Ya ağzımızı tutacağız, ya başımıza gelene katlanacağız. Patlayıcı maddelerle oynamaktan korkar gibi, bu sözleri ağıza almaktan son derece sakınmalıyız.
1579 - Soru: "Falancanın evine girmeyeceğim" diye yemin etse, bahsi geçen ev satıldıktan sonra o eve girebilir mi?
Cevap: Girebilir.
1580 - Soru: "Vallahi ben seni ziyarete geleceğim" diyen kimse, üç sene o kimseyi ziyarete varamasa, ne lâzım gelir?
Cevap: Yapılan yeminde bir zaman belirtilmediği için, bir şey lâzım gelmez. Ziyareti yapacak olan şahıs ile ziyaretine varılacak kimseden birinin ölümünden önce bu ziyaret yapılsa, yemin yerine getirilmiş olur. Fakat, yemin eden kimsenin veya ziyaret olunacak şahsın ölümü ile yemin bozulmuş olur. (Büyük İslâm İlmihali, Oruç bölümü mad: 204)
1581 - Soru: Bir oğlanla bir kız nişanlansalar, daha sonra bu nişan bozulsa, buna öfkelenen kızın babası "Üçten dokuza şart olsun ki, ben bu kızı ikinci bir defa o oğlana vermem" dese, daha sonra bazı kimselerin ısrarı ile yalvarması neticesinde o çocuğa verse ne lâzım gelir?
Cevap: Dini hükümler dikkate alınınca, bu şahsın karısı üç talâkla boş olur.
1582 - Soru: Bir kimse, karşısındaki şahsı ikna için, "Eğer bu işi ben yaptım ise namazım kâfirlerim olsun" dese yemin etmiş sayılır mı?
Cevap: Yemin etmiş sayılmaz.
1583 - Soru: Bir kimseye hakim veya herhangi bir şahıs "Yemin eder inisin?" dese, o da yemin ederim dese ve fakat "Vallahi" ve benzeri bir yemin lâfzını konuşmasa yemin etmiş sayılır mı?
Cevap: Evet, yemin etmiş sayılır. Yemin etmekte yaygın olan ve çokça kullanılan lâfızlar "Vallahi, billahi, tallahi" gibi kelimelerdir. Fakat hepsi bunlardan ibaret değildir. "Yemin ederim, şehadet ederim, and ederim, Allah Teala ile ahd-ü misakım olsun" gibi lâfızlar da yemin sayılır.
1584 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, bir işi işlemediğini zannederek, işlemedim diye yemin edip, işlediği hatırına gelse affolunmuştur" (H.Ec. c. 1/99)
Açıklama: Yanlışlıkla veya doğru olduğu zannı ile yalan yere yapılan yemine "Yemini lağv" denilmektedir. Yanılarak yapmış, doğru olduğunu sanarak andetmiş olduğundan, kefaret lâzım gelmemekte ve ahirette de bağışlanacağı ümit olunmaktadır.
1585 - Abdürrahim Fetvalarından: "Kur'an hakkı için falan şeyi yapmayacağım dese, sonra o işi yapsa yemini bozmuş olmaz. (Tevbe ve) istiğfar lâzım gelir" (H.Ec. 1/97)
Açıklama: Yeminler, ya Allah Teala'nın zât ismini kasemle birleştirerek yapılır, "Vallahi, billahi, tallahi" demek gibi, ya yemin edilmesi alışkanlık haline gelmiş bir ism-i ilâhi ile olur, "Rahman hakkı için" demek gibi, "İzzet-i ilâhiye andolsun" demek gibi. Fakat "Kabe hakkı için, Kur'an hakkı için, çocuğumun başı için" ve benzeri ifadelerle yemin edilmez.
1586 - Soru: Bir şahıs, akrabası olan bir ailenin merdiveninden yukarı "Tövbeler tevbesi olsun" çıkmam diye bir söz konuştuğu zaman yemin etmiş olur mu?
Cevap: Bu söz, yemin lâfızlarından değildir. Kefareti gerektirmez.
1587 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, he harfini fetha (üstün) ile Vallaha dese yemin etmiş sayılır" (H.Ec. 1/97)
Açıklama: Bir şahıs, Allah'ın ismi başına yemin edatları bulunan "vav, ba veya ta" harflerini getirerek kullansa, andetmiş olması için yeterlidir. O lâfzın irabında yapılacak hata, kelimeyi yemin olmaktan uzaklaştırmaz.
1588 - Soru: Ben sigara içmemek için söz verdim. "Şayet sigara içecek olursam karım, dünya ve ahiret kızkardeşim olsun" dedim. Sonra da sigarayı yine içtim. Bu hususta ne dersiniz?
Cevap: Bu sözü sarf ederken boşanma niyetiyle söylemiş iseniz, bir talâk-ı bâin vaki olur.
1589 - Soru: İki kardeş bir mevzudan dolayı birbirine küsmüşler. Bunlardan biri, kendi karısına, "Eğer kardeşimle ve kardeşimin karısı ile konuşursan sen benden boşsun" demiş. İki sene küs durduktan sonra dördü de birbiri ile barışmışlar. Şimdi sen benden boşsun diyen adamın ailesi boş oluyor mu?
Cevap: Evet, dini hükümler muvacehesinde boş olur. Dini bakımdan nikâh akdini yenilemesi gerekir.