Başkasına zarar vermek

3073 - Soru: Bir şahıs, oturmakta bulunan kimsenin elbisesi üzerine oturmuş olsa, oturan kimsenin kalkması ile elbisesi yırtılsa, elbise üzerine oturan şahsa bir ceza uygulamak gerekir mi?
Cevap: Eğer elbisenin sahibi bunu bilmiyorsa, oturan kimse elbisenin yarı kıymetini öder.
3074 - Soru: Bir kimsenin saldıran ve gelip geçeni ısıran bir köpeği olsa, gelip geçeni ısırıp eza verse ne yapmak gerekir?
Cevap: Köpeğin sahibini ikaz edip bağlanması istenir. Şayet uyarmayı dikkate almaz ve köpeği başı boş bırakırsa, o şehir halkının bahsi geçen köpeği öldürme salâhiyetleri vardır.
3075 - Soru: Bir baba evlâdına tarlada ateş yakmasını emretse, çocuk da ateşi yaksa, bu ateş yayılıp komşunun tarlasına sıçrayıp ekilmiş ekine zarar verse, komşusunun zararını çocuk mu ödeyecektir, yoksa babası mı tazmin edecektir?
Cevap: Emri veren baba olduğu için, zararı babanın ödemesi gerekir.
3076 - Soru: Bir kimse, kuş kafesinin kapağını açsa ve bundan faydalanan kuş kaçmış olsa, kapağı açık bırakan kimse kuşun bedelini öder mi?
Cevap: Hayır, bu hususta bir ödeme lâzım gelmez.
3077 - Soru: Bir binekli, yürümekte olan bir kimsenin arkasından gelip ona çarpmış ve bu yüzden adamın elbisesi yırtılmış olsa ne lâzım gelir?
Cevap: Arkadan gelip çarpması sebebiyle, o kimsenin elbisesini ödemesi gerekir. Zira bineğini onun üzerine sürmemesi veya onun yanına gelmezden önce yoldaki şahsı uyarması gerekir. Bunu ihmal ettiği ve şahsın zararına sebep olduğu için zararı tazmin mecburiyetindedir.
3078 - Netice Fetvalarından: "Zeyd, elindeki ateş ile izinsiz olarak Amr'ın dükkânına girdiğinde, ateş düşüp dükkân yansa (dükkânın) yapılmış haldeki kıymetini ödemek Zeyd'in üzerine lâzım gelir" (H.Ec. 2/143)
3079 - Abdürrahim Fetvalarından: "Dellâl, sattığı şeyin bedelini müşteriden alıvermek için cebrolunur" (H.Ec. 2/147)
3080 - Abdürrahim Fetvalarından: "Dellâl olan Amr, satmak için Zeyd'ten aldığı yüzüğü, kendi parası ile birlikte (para) kesesine koyup daha sonra kesesinden para çıkarmak için bir dükkânın önünde açmış ve orada unutmuş olsa, (sonunda) da yüzük kaybolsa, Amr'a ödeme (cezası) lâzım olur" (H.Ec. 2/147)
3081 - Abdürrahim Fetvalarından: "Terzi, dikmek için aldığı Zeyd'in elbiseliğini, dükkân önüne koyup bir mühim işi çıktığından dolayı bırakıp gitse, gözden kaybolunca o kumaş çalınsa, (terzinin) ödemesi gerekir" (H.Ec. 2/147)
3082 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, başka bir memlekete götürüp satmak ve fakat veresiye vermemek üzere Amr'a verdiği şeyi, Amr veresiye satıp bedelini almadan gelse, Zeyd Amr'a ödetir" (H.Ec. 2/147)
3083 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, karısı Hind'in izni ile, Hind'in evini başkasına satıp bedelini alsa da evin ihtiyaçlarına sarf etse, Hind, bahsi geçen satış bedelini Zeyd'ten alır" (H.Ec. 2/148)
3084 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın koyunlarını ücretle İstanbul'a götürürken, bir miktarı telef olsa, tecavüzü olmamışsa ödeme lâzım olmaz" (H.Ec. 2/148)
3085 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, çiftliğin kâhyasına, atlarıma binme diye yasaklamış olduğu halde, kâhya binse (bu yüzden) atlar helak olsa, ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/148)
Açıklama: Kâhya, bir konağın veya çeşitli işlerin idaresi ile vazifelendirilmiş kimseye denilmektedir. Buna kısa bir ifade ile "Vekil-i harç" adı da verilmektedir.
Vazifeli bulunan kimse, mal sahibinin direktiflerine kemâliyle riayetkar olmalıdır. Aksi halde vazifesinde lâubalilik ve ciddiyetsizlik göstermiş olur. Çiftlik sahibinin "Atlarıma binme" diye yaptığı yasaklamayı hafife alarak onlara binmeye devam eden ve bu yüzden de atların helakine yol açan kimse, söz dinlememesinin cezasını zararı ödemekle çekmiş olur.
Bu fetva, mal sahibi ile işçinin arasındaki sorumlulukların hudutlarını göstermekte, işçinin salâhiyetinin nerede bittiğini ve bu sınırı aşmanın hukuki neticesini ortaya koymaktadır.
3086 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, umumi yolda veya izinsiz olarak başkasının tasarrufu altında bulunan yerde yahut merada kuyu kazsa da başkasının hayvanı düşüp ölse, Zeyd'e ödeme (cezası) lâzım gelir" (H.Ec. 2/145)
3087 - Abdürrahim Fetvalarından: "Büyük bir çay, kabarıp Zeyd'in bağından aktığı için Zeyd önüne set yapsa (bu sebeple de) başka taraftan Amr'ın bağına girip zarar yapsa, Zeyd'e ödeme lâzım gelmez" (H.Ec. 2/145)
3088 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, Amr ile ortak bulunan öküzü, Amr'dan izinsiz olarak kullanırken elinde ölmüş olsa, Zeyd'e hissesini ödemek lâzım olur" (H.Ec. 2/143)
3089 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, Amr'ın mülkü bulunan arsaya süprüntü dökse, Amr, Zeyd'e kaldırtmaya güçlü olur" (H.Ec. 2/143)
Açıklama: Bu fetva, çevre temizliği yönünden dikkat çekicidir. İslâm dini, sokakları temiz tutmak için, kimsenin arsasını kirletmemek gerektiğini ihtar etmekte, aksine hareket edenleri temizlemeye mahkum etmiş bulunmaktadır.
3090 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd'in avlusunda bağlı bulunan atının yanına Amr kendi atını götürüp bağlasa, Amr'ın atı Zeyd'in atını öldürse, Amr'ın ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/143)
3091 - Behce Fetvalarından: "Zeyd, komşusu Amr'ın duvarına bitişik bulunan arsasını kazarken, tecavüzünden dolayı, Amr'ın duvarı yıkılsa, yapılmış durumdaki kıymetine ârız olan noksanı ödemesi lâzım gelir" (H.Ec. 2/144)
3092 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, merada bulunan beygirini tutup köyüne götürürken, Amr'ın beygiri de onun peşinden otlaktan çıkıp yolda kalsa da kurt yese, Zeyd'e ödeme lâzım gelmez" (H.Ec. 2/142)
3093 - Feyziye Fetvalarından: "Zeyd, bir ava tüfekle atış yaptığında, çift süren Amr'n öküzü ürküp ayağı sapan demirine vurmak suretiyle yaralansa, Zeyd'e ödemek (cezası) lâzım olur" (H.Ec. 2/142)
3094 - Abdürrahim Fetvalarından: "Bir köy halkının sığırtmacı bulunan Zeyd, sığırları otlaktan getirip âdet olduğu üzere, köy sokaklarına sevk ettiğinde Amr'ın sığırı eve gelmeyip kaybolsa, Zeyd'e ödeme lâzım olmaz" (H.Ec. 2/146)
3095 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, evinde âdet olduğu üzere ateş yaktığında, ev yansa (bu yangında) komşusu Amr'ın evi ve eşyası da yanmış olsa, Zeyd'e ödeme lâzım gelmez" (H.Ec. 2/146)
3096 - Ali Efendi Fetvalarından: "Zeyd, rüzgârın olmadığı sırada tarlasının içinde ateş yakıp, sonra rüzgâr çıksa da komşusu Amr'ın bağı yanmış olsa, Zeyd'e ödeme lâzım gelmez" (H.Ec. 2/146)
3097 - Behce Fetvalarından: "Zeyd'in arsasında olan fidanların damarları, Amr'ın arsasına geçip onun arasında fidanlar bitse, bu fidanlar Zeyd'in malıdır. Amr ise bunları söktürmeye güçlü (ve salahiyetli) olur" (H.Ec. 2/146)
3098 - Abdürrahim Fetvalarından: "Hususi olarak kiralanmış kimsenin, tecavüz ve kusuru olmaksızın kaybolan malda, kiralanmış kimseye ödeme (cezası) lâzım olmaz. Fakat onun tecavüzü ile kaybolur ise, tamamen ödemesi gerekir" (H.Ec. 2/146)
3099 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, başka bir memlekete gitmeye hazırlanırken, Amr'a, zamanı geldiğinde benim zeytinlerimi toplayıp koruyuver dese, o da söz verip daha sonra ihmal etmesi sebebiyle zeytin ağaçta telef olsa, Amr'a ödeme lâzım olmaz" (H.Ec. 2/147)
Açıklama: Kendisine bir iş havale olunan kimsenin, bu işi ihmal etmesinin doğru olmasının keyfiyeti ile o şahsa ödetme cezasının uygulanması hususunu birbirinden ayrı olarak düşünmelidir. Böyle bir ihmal doğru değildir. Kişi üzerine aldığı işi zamanında ve eksiksiz olarak yapmalıdır. Fakat yapmayı ihmal ettiği zaman kendisine ödeme lâzım gelmeyeceği de hukuki bir gerçektir.
3100 - Behce Fetvalarından: "Zeyd'in beygiri, Amr'ın tarlasına girince, Amr, üzerine hücum edip sıkıştırmakla, beygir avlunun üzerinden sıçrarken kazığa saplanıp ölse, Amr'a ödeme (cezası) lâzım gelir" (H.Ec. 2/145)
3101 - Abdürrahim Fetvalarından: "Zeyd, şiddetli rüzgâr bulunan bir sırada ateş alıp harmanına doğru giderken elindeki ateşin bir miktarı kendi ekinine düşüp yandığında, yakınında bulunan Amr'ın ekinine de sirayet edip yanmış olsa, Zeyd'e ödeme (cezası) lâzım gelir" (H.Ec. 2/145)
3102 - Abdürrahim Fetvalandan: "Zeyd'in Amr'dan kira ile aldığı beygir, kasıt olmaksızın helak olsa, Zeyd'e ödeme (cezası) lâzım gelmez" (H.Ec. 2/145)