Tahiyyeti mescid, Duha (kuşluk) namazı, İhyay-i leyâlîye vs. dair (2)

İki rekât namaz ile (3), mescide tahiyyet etmek (4), mesnûndur ki kerahet evkatının gayride (5), mescide dahil olan kimse oturmadan (6) onu kılar, oturulmuş olmakla, o namaz geçmiş olmayıp, yine kılınırsa da, oturmadan kılınmak, efdâl olur. Farzın edâsı, onun yerine kaim olur. Ve keza, her namaz ki, mescide giren, onu camiye girişinde, tahiyyeti-mescid niyyeti etmeyerek kılmış ola, o dahi, onun yerine kaim olur (7).


Bir günde bir mescide giriş, tekerrür ederse, bir tahiyyet namazı kifayet eder.


(O kimse muhayyerdir. Dilerse onu, ilk girişinde ve dilerse son girişinde kılar).


Mescide girme sırasında, salâvatı şerîfe kıraetinden sonra:


(Allahümmeftah ebvabe rahmetike) «Allahım rahmetinin kapılarını aç!» demek ve çıkış esnasında( AlIahümme innî es'elüke min fadlike) «Allahım ben senin keremim dilerim» demek emri Nebiye mebni, menduptur.


Dürrü Muhtârın mekrûhatında mezkûrdur ki, camiin, sirkat korkusu olmadıkça, kapısını kilitlemek, mekrûh olduğu gibi, kapısı birden ziyade olan camii şerifi, yol ittihaz etmek dahi mekrûhtur. Ve bunu — bilâ özür — itiyad eden, fasiktir. Eğer, özür ve iztirara mebni ise, câiz olup, o kimse günde bir defa, tahiyyeti mescid kılar.


Abdesti veya guslü müteakip, yaşlığı kurumadan (8), iki rekât namaz kılmak menduptur (9).


Mescide girdiği esnada kılınan farz (veya sünnet) ile, tahiyyeti-mescid sevabı dahi, hasıl olduğu gibi, abdesti müteakip kılınan farz (veya sünnet) ile de, bu fazilet hasıl olur.


Duhâ yâni kuşluk vakti, dört ve daha ziyade rekât namaz kılmak, menduptur.


(Buna, duha namazı tâbir olunur. Seçilen vakti, gündüzün dörtte birinin geçtiği, zamandır).


Dürrü Muhtârda, ekalli iki ve ekseri on iki ve evsatı sekiz olmak üzere, mezkûr olup, efdâl olanı, evsatıdır, denilmiştir.


Gece namazı (10) dahi menduptur ki, geceleyin ve husûsiyle, gecenin sonunda kılınır (11). Ekalli iki ve ekseri on iki ve evsatı sekiz rekâttır (12) Faziletine haddu-hasr olamaz.


Hak celle ve âlâ, müteheccidîn haklarında «Onlar için saklanan müjdeyi kimse bilmez.» (Secde : 17) buyurmuştur. Sahihi müslimde dahi mezkûrdur ki, sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem efendimiz hazretleri «salâtı leyle, mülâzemet ediniz, zira sizden evvelki Salihlerin âdet ve mûtâdlarıdır, ve rabbinize size yaklaştırıcıdır ve seyyiatin kefaretine ve nefsi günahtan alıkoymaya sebep olur.» buyurmuşlardır.


Salât-ı-istihâre dahi menduptur (13). Bunun beyanını, sünneti-seniyye, açıklamıştır. Hazreti Câbir (R.A.) demiştir ki, Hazreti Rasûl (S.A.) bize Kur'ândan sûre talim eder oldukları gibi, bütün umurumuzda, istihare talim eyleyip, derlerdi ki: «Sizin biriniz, bir iş yapmak istediği vakit, iki rekât namaz kılsın (14), sonra şöyle desin:»


$


Ve ondan sonra hacetini söylesin.


Bunu, imam müslimden mâdâ, muhaddisîn rivayet eylediler. Bu duâya hamd ve salâvatla başlamak müstahaptır. İstihare zamanında kalbinin münşerih olduğu şeyle âmil olur (15).


Hacta ve cihadda ve bütün hayır envaında istihare, fiilin kendine degil, vaktin tâyini için yapılır (16).


------------------


(2) Gece ve istihare namazları, gibi. Bunlar hep regaip envaındandır.


(3) Buna, tehiyyeti mescid, tabir olunur. Dört rekât dahi kılınabilirse de, ikirekât efdâldir.


(4) Rabbül-mescidde tahiyyet, demektir. Çünkü, tahiyyet —ki, tâzimdir— mekâna değil, ancak mekânın sahibine olur. Zîra ondan maksud, Allaha takarruptur,mescide takarrup değildir. Ve bundan, mescidi haram müstesnadır ki, onun tahiyyeti tavaftır. Bu da üzerinde tavaf olana, yahut tavaf kasdedene göredir. Tavafıirade etmeyen, yahut girip oturmak isteyen, böyle değildir ki, o kimse, salâtı — tahiyyeti kılmadıkça, oturmaz.


(5) Mekrûh vakitler bahsine bakınız. Sabah namazından sonra veya ikindidensonra mescide giren, tahiyyeti mescit namazını kılmaz, belki, tesbih ve tehlîl ederve salâvatı şerife okur. Ve bu halde, mescid hakkını edâ etmiş olur.


(6) Evlâyı beyandır. Hadisi şerifte, sizden biriniz mescide girdiği vakit, ikirekât namaz kılmadıkça, oturmasın, buyurmuştur. Oturur da, sonra kılar, diyen deolmuştur. Hadîsteki nehy, tenzihe mahmûldür.


(7) Çünkü tahiyyet namazı mescidin tâzim ve hürmeti içindir, o ise kıldığışey ile hâsîl olur.


(8) Yâni, kurulanmadığına göre, kuruyacak kadar zaman geçmeden.


(9) Buna (şükrü—vuzu) tabir olunur. Kerahet vaktinin gayride kılınır.


(10) Buna teheccüd namazı tâbir olunur ki, uykuda bulunmamak yâni, geceyiuyku ile geçirmemek namazı demektir.


(11) Gece altı kısım itibar olunursa, gecenin âhiri, beşinci südüs olur ki, ehadiste varid olan vakti — nüzûlü — ilâhîdir. Maksûd emri hakkın nüzulüdür. (Şâbânın nısfı gecenin ihyası hakkındaki hadise bakınız.)


(12) Aleyhis-salâtü vesselâm efendimiz hazretlerinin, vitir namazı ile beraber,gece namazını, beş ve yedi ve dokuz ve on bir ve on üç rekât kıldıkları, hâşiyedemezkûr olduğu gibi, teheccüdü on iki rekât kıldıkları dahi, seyyidina İbni abbas rivayetiyle, sahihi buhârîde, mezkûrdur. Bu takdirde, vitirle on beş eder. Müellif, geceteneffül olunması, lâyık olan namazın, ekalli sekiz rekâttır, demiştir.


(13) İstihare, kendisinde hayır olan şeyi, istemektir. Müstakbelde, olacak birşey için, olur ki, Cenab-ı Hak, iki işin hayırlısını izhar eyleye. Bir matlubun tahsiliveya bir mekruhun defi için olan Hacet namazıdır.


(14) İlk rekâtında, Kâfirûn sûresini ve ikinci rekâtında ihlâs sûresini okur. Namaz kılmak müteazzir olursa, duâ ile istihare eder. Resûlü ekrem efendimiz hazretlerinin istihare buyurduklarını, Ebû Bekirin (R.A.) rivayetiyle. imam Tirmizi zikretmiştir.


(15) Bu istihareden sonra, iki şıktan birinin behemehal, hüsulünü müfid olup,maksut, onun kalbi, havayı—nefsten hâlî olan, inşirah ile münşerih olmaktır. Müellif, Hazreti Enesten mervî olan, şeye binâen, istihareyi, yedi kereye kadar, tekraretmek lâyık olur demiştir ki, Hazreti müşârünileyhe hitaben, efendimiz hazretleri:Yâ Enes, «bir şeyi kasd ve irade ettiğin vakit, rabbinden yedi defa istihare eyle,sonra kalbine gelen şeye bak ki, hayır ondadır,» buyurmuşlar.


(16) Malûm olsun ki, istiharenin mendûbiyyeti, kul için sevâb tarafı malûmolmayan umurdadır. İbadet ve hasenat gibi, hayrı maruf olan ve maâsî ve münkerat misilli marûf bulunan, işlerde, istihare etmeğe, hacet olmaz ve edilmez. Vaktimahsusu beyan için, hayırlı işlerde dahi istihare olunabilir: Bu sene hacca gitmekiçin, düşman ve fitne ihtimaline mebni, istihare etmek gibi.