Eda Keyfiyeti

İnsan ve hayvandan olan, düşman müvacehesinde, yahut sel veya yangın gibi, korku ve muhatara halinde, toplanmış bulunan müslimin, farz namazı edâ için, - hasren ve tahsisan - muhterem bir imama uyma arzusunda - anlaşamadıklarında - o imam, onları iki kısma ayırarak bir kısmını, düşmanla yüz yüze bırakıp, diğer kısmı ile namaza durur. Kılınacak namaz, seferi yahut sabah namazı veya cuma, yahut bayram (yâni iki rekâtlı) olduğuna göre, o kısma bir, ve hazarı yahut akşam namazı (yâni ikiden ziyade rekâtlı) olduğuna göre, iki, rekât kıldırdıktan sonra, kendisi imam kalıp, cemaati olan kısmı, yürüyerek, harp safı üzere, düşmana karşı olurlar onların, imam arkasından ayrılmaları, ikili namaza göre, ilk rekâtın, ikinci secdesinden, imamın başını kaldırdığı, ve ikili namazın gayride, ilk kade teşehhüdünden kıyama davrandığı, zamanda olur.


Düşman karşısında bulunan diğer kısım gelip, iktida ederek, o imam onlara namazın bakiyyesini kıldırır ve kendi başına selâm verir. Bunlar gidip, düşmana karşı olduklarından sonra, evvelki kısım gelip, lâhik olarak, - kıraetsiz - salâtı itmam ederler ve selâm verip, düşmana karşı giderler. Ondan sonra, diğer kısım, isterlerse gelip ve isterlerse, oldukları yerde durup, mesbuk olarak - kıraet farizasını îfa ile - namazı itmam ederler ve selâm verip, namazdan çıkarlar (1).


Korku salâtı, düşman mevcut olmadıkça câiz olmadığı gibi, düşmanın mevcudiyyeti halinde, namaza başladıktan sonra, düşmana karşı ayrılan ve namazları henüz tam olmamış bulunan, her iki kısım, geri dönmek ve mevzi değiştirmek, ve gidiş gelişte hayvana binmek ve harp ve kıtal etmek ile dahi, bozularak, onların namazlarını istînaf etmeleri, lâzım olur.


İzah edildiği üzere, korku namazının ikamesini mucip olan hal, evvelce dahi, ifâde olunduğu veçhile, cemaatin münhasıran, bir imam arkasında namaz kılmak için, yekdiğeriyle - anlaşamamış - olmalarıdır. Eğer onlar, o bapta - anlaşmış iseler - o takdirde efdâl olan: her taife, müstakil bir imam arkasında ve - emniyyet halinde olduğu gibi - namazlarını kılmaktır.


Seferber, âsi için, bu namaz sahih olmaz.


Korku halinde, namazda silâhlı bulunmak, müstahaptır (2).


------------------


(1) İşte, nisâ sûresinin, yüz ikinci âyeti kerimesi olan, «Sen içlerinde olup daonlara namaz kıldırdığın zaman, bir kısmı seninle beraber namaza dursun ve silahlarını da alsınlar. Secdeye vardıklarında sonra arkanıza geçsinler de kılmayan öbürleri gelsin seninle kılsınlar.» kavli kerimi ile emir buyrulan, korku salâtının keyfiyyeti hakkındaki rivayetin evlâsı ve âyetin zahirine uygun olanı budur.


(2) İmam Mâlik ve imam Şâfii hazretleri «silâhlarını alsınlar!» emrine mebni,korku salâtında, silâh taşımanın vücubuna, kail olmuşlardır. Biz ise, mezkûr emrin,mendup için olduğuna, hüküm etmişizdir.