Çocukların Dini Bilgisi ve Terbiyesi




Çocuğu zamanında terbiye etmek, dinini öğretmek, iyi ah­lakı aşılamak, maddi ve manevi bilgilerle techiz etmek, Allah'ın farz kılmış olduğu hususları öğretmek, ibadet yapmaya teşvik etmek gibi hususlar babanın çocuğuna karşı olan vazifeleridir. Böyle yetişen bir çocuğun hayatta yapmış olduklarından kendisi faydalanacağı gibi, babası da faydalanır. Peygamber aleyhisse­lam, "İnsan öldüğü zaman ameli kesilir. Ancak üç şeyden (ameli) kesilmez (kendisine sevap yazılır.) Onlardan biri de dünyada hayırlı evlat bırakmaktır ... ", buyurmuştur. Kişi öldükten sonra dünyada bıraktığı evladı doğru yoldan ayrılmayıp iyi ve hayırlı amel işlediği zaman, ölen ana ve babasına da sevap yazılır. Onun içindir ki, kişinin çoluk ­çocuğunu islami terbiye ile terbiye etmesi, İslam ahlakı üzerine yetiştirmesi, menfaati icabı kendisine emrolunmuştur. Aileyi ve çoluk-çocuğu terbiye etmek hakkında Allahu Teala Kur'an Kerim'de buyurdu ki:


"Ey iman edenler, gerek kendilerinizi, gerek ailele­rinizi öyle bir ateşten koruyun ki, onun yakacağı, in­sanlarla (kafirlerle) taşlardır. (Kibrit taşı).


(Tahrim Süresi, ayet: 6


Ailenin birinci derecede sorumlusu erkek, ikinci derecede sorumlusu ise kadındır. Her ikisi de İslamiyeti çocuklarına öğretmekle mükellefdirler. Müslümanlar Peygamber aleyhisse­lamın, "Bir kimsenin evladına iyi terbiye (İslam terbiyesi) vermesi, muhtaca sadaka vermekten daha hayırlıdır", buyurduğunu bilmiş olsalardı, çocuklarına ilk verecek oldukları terbiye, İslam terbiyesi olurdu. Çocuklarını kendi başlarına bırakmazlardı. Çocuklarına iyi bakan, onları iyi terbiye eden kimseler dünya ve ahiret sıkıntılarından kurtulurlar. Hele çocuklarına küçük yaşta namaz kılmasını öğretip onları namaz kılmaya alıştıranlar! Onların mükafatı bambaşka olur. Müslümanların Peygamber aleyhisselamıu şu hadis-i şerifine çok dikkat etmeleri lazımdır:


"Siz, çocuklarınıza yedi yaşında iken namaz kılmasını öğretiniz, on yaşında iken kılmazlarsa dö­vünüz.!"


Hadis-i şerifte buyuruldu ki:


"Bir kimse ahirette mizanın başına getirilir.


Dağlar gibi sevabı vardır. "Ailesinin haklarına riayet edip etmediği, malını nereden kazanıp nereye har­cadığı" hakkında sorguya çekilir. Bunlar onun amellerini biti­rir, hiçbir sevabı kalmaz. Melekler, "ailesi bunun dünyadaki bütün amellerini yedi, kendisi de amellerine karşılık rehin alındı" diye halka ilan ederler. Ondan sonra o kimse cehenneme sevk edilir.


Başka bir hadiste peygamberimiz buyuruyorlar ki:


"Kıyamette insanın yakasına ilk sarılacak olanlar, ailesi ve ço­cuklarıdır. "Ya Rabbi, hakkımızı ondan al, o bize bilmedikleri­mizi öğretmedi, haberimiz olmadan bize haram yedirdi." diye ondan şikayetçi olurlar, kısas isterler."


.


.


Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri


Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.


Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !