Mü'minler

630. Mü’min maddî ve mânevî temizlenendir. (İhya C.4 S. 275)


631. Mü’min Allah indinde meleklerden efdaldir. (İhya C.4 S. 275)


632. Mü'min Kâbe’den üstündür. (İhya C.4 S. 275)


633. Mü'min’in ferâsetinden sakının; zirâ o Allahü Teâlâ’nın bahşettiği nur ile bakar. (İhya C.2 S. 726)


634. Biriniz bir kötülük gördüğünde, onu eliyle boz-sun. Gücü yetmezse diliyle bozsun. Buna da gücü yet-mezse kalbiyle buğzetsin. Bu (son kısım) imanın en zayı-fıdır. (İhya C.2 S. 783)


635. Mü'min Mü'min’e (taşları birbirine bağlanan) bi-nalar gibidir. (İhya C.2 S. 787)


636. Akıllı kendini murakabe edip ölüm sonrası için çalışandır. Ahmak da nefsinin arzûları peşinde koşup Allah’a ümit bağlayan kimsedir. (İhya C.2 S. 812)


637. Cennet ehlinin çoğu ahmak (dünya işlerini anla-mayan)lardır. (İhya C.3 S. 40)


638. Mü'min’in kalbi, kaynayan tencereden daha çok değişikliğe maruzdur. (İhya C.3 S. 43)


639. Kıyâmet günü, “Kalbinden bir miskal, yarım mis-kal, dörtte bir miskal; hatta zerre kadar imanı olanı ce-hennemden çıkarın” denir. (İhya C.3 S. 49)


640. Hiçbir şey mislinin bin tanesinden hayırlı olamaz. Yalnız  Mü'min bir kişi, bin insandan hayırlıdır. (İhya C.3 S. 49)


641. Mü'min kendisi için sevdiğini din kardeşi için de sever. (İhya C.3 S. 159)


642. İyiliklerine sevinen, kötülüklerine üzülen kimse Mümindir. (İhya C.3 S. 159)


643. Müslüman’ın, Müslüman’ı korkutması helâl de-ğildir. (İhya C.3 S. 160)


644. Hayrı, güzel ve parlak (nurlu) yüzlerde arayın. (İhya C.4 S. 197)