Büyük İskender hakkında bilgi
Makedonya kralı (M.Ö. 356-323). Asya içlerinde fethedilmiş binlerce kilometre, geniş yankılar uyandıran bir dizi zafer, uçsuz bucaksız bir imparatorluğun tek sahibi... İlkçağ´ın en büyük fatihi Büyük İskender´in serüveni kısaca böyle özetlenebilir. İskender, daha çocuk denecek yaşlarda, babası Makedonya kralı Filip´in (Philippos) sarayında zekâsı ve canlılığıyla kendini göstermeyi bildi.
On üç yaşına geldiğinde, ünlü Yunan filozofu Aristoteles onun eğitimiyle görevlendirildi. On beş yaşındayken, kendi gölgesinden bile ürken ve kimseyi sırtına bindirmeyen Bukephalos adlı ata binmeyi başardı. 336 yılında kral olduğu zaman henüz yirmi yaşındaydı.
Zafer Peşinde
İskender tahta çıkar çıkmaz, muhteşem bir düşü gerçekleştirmeyi, doğuyu fethetmeyi aklına koydu. 334 yılının ilkbaharında, 37,000 askerle Hellespontos´u (Çanakkale Boğazı) geçip Pers kralı Darius (Dara) III´ün kalabalık ordusunu yendi. Gordion´da, o güne dek kimsenin çözemediği ünlü Gordion düğümünü bir kılıç darbesiyle kesiverdi: kentin kehanetinde, bu düğümü çözecek kişinin bütün dünyaya egemen olacağı söylenmişti.
Birkaç ay sonra, İssos Ovası´nda Pers kralının ordularına karşı yeni bir zafer kazanıp hükümdarın paha biçilmez hazinelerini ele geçirdi. Bu savaştan sonra Mısır´a doğru indi, İskenderiye şehrini kurdu, çölde ilerledikten sonra tekrar kuzeye doğru çıktı. Dicle ve Fırat´ı aştı, Arbela´da (Erbil) Darius´un son ordusunu da bozguna uğrattı (331).
Hindistan Yolu
Artık bütün kentler ona kapılarını açıyor, birbiri ardına bütün doğu eyaletleri ona baş eğiyordu. Ne var ki, bunca zafer fatihin başını döndürmüştü: bir çeşit zafer sarhoşluğu içinde, bundan böyle herkesin önünde secdeye kapanmasını istedi. Kolayca öfkeleniyor, kendisine karşı çıkanlara, direnenlere hiç tahammül edemiyordu. Fetih açlığı artık sınır tanımaz hale gelmişti: Asya´nın içlerine daldı, Hindistan´a ulaştı.
Fakat 326 yılında, yürümekten, iklimin sertliğinden ve sürekli savaşlardan bitkin düşen askerleri başkaldırdılar ve onu geri dönmeğe zorladılar. İndus Irmağı´nı izleyerek Hint Okyanusu´na kadar indi, sonra Babil´e geldi ve buradaki sarayında, görülmemiş bir lüks içinde, bütün dünyadan gelen elçileri huzuruna kabul etti. 13 Haziran 323´te, 33 yaşındayken, tahta bir vâris bile bırakmaksızın, bu zenginlik içinde yüzen şehirde öldü. İmparatorluğu da onunla birlikte yeryüzünden silinecekti.
Pers kralı Darius III´ü yenilgiye uğratan İskender, onun elinden hem haremini, hem paha biçilmez hazinelerini, hem de uçsuz bucaksız imparatorluğunu aldı. Roma mozaiği, M.Ö. II.-I. yüzyıl, Milli Müze, Napoli, İtalya.
On üç yaşına geldiğinde, ünlü Yunan filozofu Aristoteles onun eğitimiyle görevlendirildi. On beş yaşındayken, kendi gölgesinden bile ürken ve kimseyi sırtına bindirmeyen Bukephalos adlı ata binmeyi başardı. 336 yılında kral olduğu zaman henüz yirmi yaşındaydı.
Zafer Peşinde
İskender tahta çıkar çıkmaz, muhteşem bir düşü gerçekleştirmeyi, doğuyu fethetmeyi aklına koydu. 334 yılının ilkbaharında, 37,000 askerle Hellespontos´u (Çanakkale Boğazı) geçip Pers kralı Darius (Dara) III´ün kalabalık ordusunu yendi. Gordion´da, o güne dek kimsenin çözemediği ünlü Gordion düğümünü bir kılıç darbesiyle kesiverdi: kentin kehanetinde, bu düğümü çözecek kişinin bütün dünyaya egemen olacağı söylenmişti.
Birkaç ay sonra, İssos Ovası´nda Pers kralının ordularına karşı yeni bir zafer kazanıp hükümdarın paha biçilmez hazinelerini ele geçirdi. Bu savaştan sonra Mısır´a doğru indi, İskenderiye şehrini kurdu, çölde ilerledikten sonra tekrar kuzeye doğru çıktı. Dicle ve Fırat´ı aştı, Arbela´da (Erbil) Darius´un son ordusunu da bozguna uğrattı (331).
Hindistan Yolu
Artık bütün kentler ona kapılarını açıyor, birbiri ardına bütün doğu eyaletleri ona baş eğiyordu. Ne var ki, bunca zafer fatihin başını döndürmüştü: bir çeşit zafer sarhoşluğu içinde, bundan böyle herkesin önünde secdeye kapanmasını istedi. Kolayca öfkeleniyor, kendisine karşı çıkanlara, direnenlere hiç tahammül edemiyordu. Fetih açlığı artık sınır tanımaz hale gelmişti: Asya´nın içlerine daldı, Hindistan´a ulaştı.
Fakat 326 yılında, yürümekten, iklimin sertliğinden ve sürekli savaşlardan bitkin düşen askerleri başkaldırdılar ve onu geri dönmeğe zorladılar. İndus Irmağı´nı izleyerek Hint Okyanusu´na kadar indi, sonra Babil´e geldi ve buradaki sarayında, görülmemiş bir lüks içinde, bütün dünyadan gelen elçileri huzuruna kabul etti. 13 Haziran 323´te, 33 yaşındayken, tahta bir vâris bile bırakmaksızın, bu zenginlik içinde yüzen şehirde öldü. İmparatorluğu da onunla birlikte yeryüzünden silinecekti.
Pers kralı Darius III´ü yenilgiye uğratan İskender, onun elinden hem haremini, hem paha biçilmez hazinelerini, hem de uçsuz bucaksız imparatorluğunu aldı. Roma mozaiği, M.Ö. II.-I. yüzyıl, Milli Müze, Napoli, İtalya.
MEDENİYETLER TARİHİ
- Abbasiler hakkında bilgi
- Altınordu Devleti hakkında bilgi
- Attila hakkında bilgi
- Augustus hakkında bilgi
- Avarlar hakkında bilgi
- Babür İmparatorluğu hakkında bilgi
- Marcus Tillius Cicero hakkında bilgi
- Aydınoğulları hakkında bilgi
- Dulkadiroğulları hakkında bilgi
- Karamanoğulları hakkında bilgi
- Mengüçoğulları hakkında bilgi
- Menteşeoğulları hakkında bilgi
- Osmanoğulları Beyliği hakkında bilgi
- Ramazanoğulları Beyliği hakkında bilgi
- Perikles hakkında bilgi
- Romalılar hakkında bilgi
- Sezar hakkında bilgi
- Abazalar hakkında bilgi
- Artuklular hakkında bilgi
- Adsız hakkında bilgi
- Bambaralar hakkında bilgi
- Bilge Kağan hakkında bilgi
- Bizans İmparatorluğu hakkında bilgi
- Cengiz han hakkında bilgi
- Dandanakan Savaşı hakkında bilgi
- Danişmendliler hakkında bilgi
- Deniz Kavimleri hakkında bilgi
- Dürziler hakkında bilgi
- Ege ve Yunan Medeniyetleri hakkında bilgi
- Feodalite hakkında bilgi