Danişmendliler hakkında bilgi
Anadolu´da fetihlere memur edilen Gazi Ahmed Bey, Türkmenlere hocalık, öğretmenlik yaptığı için "Danişmend" lakabı ile anılıyordu. Danişmend Gazi Ahmed Bey, Kızılırmak ve Yeşilırmak dolaylarını ele geçirmişti. Emir Danişmend´in Bizanslar ile bir savaşta ölen Battal Gazi (öl. 740)´nin neslinden geldiği söylendiği gibi, onun Anadolu fatihi Sultan Süleyman b. Kutalmış´ın dayısı olduğu da rivayet edilmektedir.
1086´da Süleymanşah ölünce gücünü arttırdı. I. Kılıçarslan´ın Haçlılarla yaptığı Savaşlara katılarak başarı gösterdi. Antakya Prensi Bohemond´u esir aldı ve Malatya´yı ele geçirdi. Bu prensin serbest bırakılmasını isteyen Kılıçarslan´la arası açıldı ve aralarında savaş çıktı. Bu savaşta Gazi Ahmed Bey yenildi ve 1106´da öldü. Bu Türkmen hanedanının kuvvet merkezi aslında, Kuzey Anadolu´da Tokat, Amasya ve Sivas çevresinde idi.. Ancak Danişmend´in asıl adının Taylu olduğu ve hocalık yaptığı biliniyor.
Buna göre Emir Danişmend 1080 yılında Sivas´a gelmiş ve hiçbir mukavemetle karşılaşmadan burada yerleşmişti. Daha sonra Yeşilırmak havzasında fetihlerde bulundu, Niksar´ı muhasara ve zabtetti (1097´den önce). Emir Danişmend Anadolu´daki emirler arasında mücadelelerden yararlanarak devletinin hudutlarını genişletmiş, Haçlı Seferleri´nin başlaması ile batıdan gelen bu yeni düşmana karşı çetin mücadelelere katılmıştır.
Türkiye Selçuklu sultanı I. Kılıç Arslan, İznik önünde doğuya çekildikten sonra, Haçlılara karşı Emir Danişmend ve Kapadokya Emiri Hasan ile birleştiler. Bu müttefik Türk ordusu 1 Temmuz 1097´de Darylaeum (Eskişehir) civarında Haçlılara karşı savaşa tutuştu, fakat Türkler ağır kayıplar vererek çekilmek zorunda kaldılar. Haçlıların ulaşamadıkları yerlerde Danişmendliler faaliyetlerini sürdürdüler ve 1098 yılında Bayburt´u aldılar.
1101 yılında muhtelif batılı prenslerin idaresindeki üç büyük Haçlı ordusu peşpeşe Anadolu´ya girdi. Emir Danişmend, Haçlılara karşı I. Kılıç Arslan ile birleşerek onları perişan etti. Danişmend Gazi bu zaferlerden sonra derhal Malatya´nın üzerine yürüyerek orayı zabtetti (1103).
Danişmend Gazi 1106 yılında öldü. Yerine oğullarından Emir Gazi geçti. I. Kılıç Arslan ise Danişmend´in ölümünden yararlanarak Malatya´yı ele geçirmişti (1105). Ancak Türkiye Selçuklularının bu üstün durumu I. Kılıç Arslan´ın ölümüne kadar sürdü (1107). Emir Gazi Selçuklu şehzadelerinin taht kavgalarına karışmış ve bu şehzadelerden damadı olan Mes´ud´u destekleyerek, onun Konya´da sultan olmasını sağlamıştır (1116).
Daha sonra 1127´de Kayseri ve Ankara´yı zabtetti. Böylece Emir Gazi, Sultan Mes´ud´un arazisi dışında, Fırat´dan Sakarya kaynaklarına kadar uzanan Orta ve Kuzey Anadolu´ya hakim oluyor ve Danişmendliler Anadolu´daki devletlerin en kudretlisi haline geliyordu. Emir Gazi daha sonra Çukurova´ya girerek Ermeni Leon´u itaate mecbur ediyordu (1131).
Bizanslılar, Haçlılar ve Ermenilere karşı zaferleriyle Türk-İslam dünyasında haklı bir şöhret ve hürmet kazandı. Bu sebeple Bağdat Halifesi el-Müsterşid ve Büyük Selçuklu sultanı Sencer onun "melik" unvanını tasdik etmişlerdi. Yerine geçen oğlu Melik Muhammed de Haçlılar ve Ermeniler ile savaştı.
Melik Muhammed´in ölümü ile (1142), Danişmend Devleti´nin temelleri taht mücadeleleriyle sarsılırken, Anadolu´da üstünlük yavaş yavaş Selçuklulara geçiyordu. Muhammed´in oğulları ile kardeşleri arasında taht mücadeleleri başladı. Kardeşi Yağı-basan Sivas´da kendisine hükümdar ilan ederken, öteki kardeşi Ayn ed-Devle, Elbistan ve Malatya´da aynı yolu takip etmişti.
Oğlu Zu´n-Nun ise Kayseri´yi aldı. Böylece bir müddet için Danişmendlilerde birbirine rakip üç şube meydana çıktı. Danişmendlilerin üçe bölünmesi Türkiye Selçuklu sultanları için bulunmaz bir fırsattı. Bu durumdan yararlananların başında II. Kılıç Arslan geliyordu. O, muhtelif zamanlarda Sivas şubesinin işine karıştı. Nihayet 1169´da Kayseri ve Zamantı´yı zabtetti.
Zu´n-Nun, Suriye´de Atabeg Nur ed-Din Mahmud´un yardımı ile tekrar Anadolu´ya döndü ve Sivas şehri ile Danişmendli ülkesinde hüküm sürmeğe başladı. Ancak Nur ed-Din Mahmud´un ölümü II. Kılıç Arslan iyi bir fırsattı. Zu´n-Nun´u ortadan kaldırmak için önünde artık hiçbir engel kalmamıştı. Derhal harekete geçerek Danişmendlilere ait Sivas, Tokat, Niksar ve Amasya gibi şehirleri zabtetti (1175). Zu´n-Nun ise Bizans imparatoruna sığındı.
Malatya´da ise 1162´de ölen Zülkarneyn´in üç oğlu arasında anlaşmazlık mevcuttu. Bunlardan Nasır ed-Din Muhammed, bir süre II. Kılıç Arslan´ın vassalı olarak hüküm sürdü. Daha sonra II. Kılıç Arslan 1178´de Malatya´ya giderek, Danişmendlilerin burada hüküm süren koluna da son verdi ve böylece Anadolu´nun birliğini sağlamış oldu. Bundan sonra Danişmendli ailesine mensup emirlerin bir kısmı Selçukluların hizmetine girdiler.
Danişmendlilerin XII. yüzyılda yaptıkları camiler orijinal şekilleri ile zamanımıza kadar gelmemiştir. Onlara ait oldukları tespit edilen birkaç cami, medrese ve kümbet vardır. Camilerden; Niksar Ulu Camii, Kayseri Ulu Camii, Kayseri Kölük Camii ve Sivas Ulu Camii değişiklikler ve ilavelerle zamanımıza kadar gelmiştir.
Danişmendlilerden Yağı-basan biri 1151-2´de Tokat´da, öteki 1157-8´de Niksar´da olmak üzere iki medrese yaptırmıştır. Danişmenlilerden zamanımıza altı kümbet (türbe) kalmıştır. Bunlardan hanedanın kurucusu Emir Danişmend´e nisbet edilen türbe Niksar´dadır ve ötedenberi bir ziyaretgah kabul edilmektedir.
1086´da Süleymanşah ölünce gücünü arttırdı. I. Kılıçarslan´ın Haçlılarla yaptığı Savaşlara katılarak başarı gösterdi. Antakya Prensi Bohemond´u esir aldı ve Malatya´yı ele geçirdi. Bu prensin serbest bırakılmasını isteyen Kılıçarslan´la arası açıldı ve aralarında savaş çıktı. Bu savaşta Gazi Ahmed Bey yenildi ve 1106´da öldü. Bu Türkmen hanedanının kuvvet merkezi aslında, Kuzey Anadolu´da Tokat, Amasya ve Sivas çevresinde idi.. Ancak Danişmend´in asıl adının Taylu olduğu ve hocalık yaptığı biliniyor.
Buna göre Emir Danişmend 1080 yılında Sivas´a gelmiş ve hiçbir mukavemetle karşılaşmadan burada yerleşmişti. Daha sonra Yeşilırmak havzasında fetihlerde bulundu, Niksar´ı muhasara ve zabtetti (1097´den önce). Emir Danişmend Anadolu´daki emirler arasında mücadelelerden yararlanarak devletinin hudutlarını genişletmiş, Haçlı Seferleri´nin başlaması ile batıdan gelen bu yeni düşmana karşı çetin mücadelelere katılmıştır.
Türkiye Selçuklu sultanı I. Kılıç Arslan, İznik önünde doğuya çekildikten sonra, Haçlılara karşı Emir Danişmend ve Kapadokya Emiri Hasan ile birleştiler. Bu müttefik Türk ordusu 1 Temmuz 1097´de Darylaeum (Eskişehir) civarında Haçlılara karşı savaşa tutuştu, fakat Türkler ağır kayıplar vererek çekilmek zorunda kaldılar. Haçlıların ulaşamadıkları yerlerde Danişmendliler faaliyetlerini sürdürdüler ve 1098 yılında Bayburt´u aldılar.
1101 yılında muhtelif batılı prenslerin idaresindeki üç büyük Haçlı ordusu peşpeşe Anadolu´ya girdi. Emir Danişmend, Haçlılara karşı I. Kılıç Arslan ile birleşerek onları perişan etti. Danişmend Gazi bu zaferlerden sonra derhal Malatya´nın üzerine yürüyerek orayı zabtetti (1103).
Danişmend Gazi 1106 yılında öldü. Yerine oğullarından Emir Gazi geçti. I. Kılıç Arslan ise Danişmend´in ölümünden yararlanarak Malatya´yı ele geçirmişti (1105). Ancak Türkiye Selçuklularının bu üstün durumu I. Kılıç Arslan´ın ölümüne kadar sürdü (1107). Emir Gazi Selçuklu şehzadelerinin taht kavgalarına karışmış ve bu şehzadelerden damadı olan Mes´ud´u destekleyerek, onun Konya´da sultan olmasını sağlamıştır (1116).
Daha sonra 1127´de Kayseri ve Ankara´yı zabtetti. Böylece Emir Gazi, Sultan Mes´ud´un arazisi dışında, Fırat´dan Sakarya kaynaklarına kadar uzanan Orta ve Kuzey Anadolu´ya hakim oluyor ve Danişmendliler Anadolu´daki devletlerin en kudretlisi haline geliyordu. Emir Gazi daha sonra Çukurova´ya girerek Ermeni Leon´u itaate mecbur ediyordu (1131).
Bizanslılar, Haçlılar ve Ermenilere karşı zaferleriyle Türk-İslam dünyasında haklı bir şöhret ve hürmet kazandı. Bu sebeple Bağdat Halifesi el-Müsterşid ve Büyük Selçuklu sultanı Sencer onun "melik" unvanını tasdik etmişlerdi. Yerine geçen oğlu Melik Muhammed de Haçlılar ve Ermeniler ile savaştı.
Melik Muhammed´in ölümü ile (1142), Danişmend Devleti´nin temelleri taht mücadeleleriyle sarsılırken, Anadolu´da üstünlük yavaş yavaş Selçuklulara geçiyordu. Muhammed´in oğulları ile kardeşleri arasında taht mücadeleleri başladı. Kardeşi Yağı-basan Sivas´da kendisine hükümdar ilan ederken, öteki kardeşi Ayn ed-Devle, Elbistan ve Malatya´da aynı yolu takip etmişti.
Oğlu Zu´n-Nun ise Kayseri´yi aldı. Böylece bir müddet için Danişmendlilerde birbirine rakip üç şube meydana çıktı. Danişmendlilerin üçe bölünmesi Türkiye Selçuklu sultanları için bulunmaz bir fırsattı. Bu durumdan yararlananların başında II. Kılıç Arslan geliyordu. O, muhtelif zamanlarda Sivas şubesinin işine karıştı. Nihayet 1169´da Kayseri ve Zamantı´yı zabtetti.
Zu´n-Nun, Suriye´de Atabeg Nur ed-Din Mahmud´un yardımı ile tekrar Anadolu´ya döndü ve Sivas şehri ile Danişmendli ülkesinde hüküm sürmeğe başladı. Ancak Nur ed-Din Mahmud´un ölümü II. Kılıç Arslan iyi bir fırsattı. Zu´n-Nun´u ortadan kaldırmak için önünde artık hiçbir engel kalmamıştı. Derhal harekete geçerek Danişmendlilere ait Sivas, Tokat, Niksar ve Amasya gibi şehirleri zabtetti (1175). Zu´n-Nun ise Bizans imparatoruna sığındı.
Malatya´da ise 1162´de ölen Zülkarneyn´in üç oğlu arasında anlaşmazlık mevcuttu. Bunlardan Nasır ed-Din Muhammed, bir süre II. Kılıç Arslan´ın vassalı olarak hüküm sürdü. Daha sonra II. Kılıç Arslan 1178´de Malatya´ya giderek, Danişmendlilerin burada hüküm süren koluna da son verdi ve böylece Anadolu´nun birliğini sağlamış oldu. Bundan sonra Danişmendli ailesine mensup emirlerin bir kısmı Selçukluların hizmetine girdiler.
Danişmendlilerin XII. yüzyılda yaptıkları camiler orijinal şekilleri ile zamanımıza kadar gelmemiştir. Onlara ait oldukları tespit edilen birkaç cami, medrese ve kümbet vardır. Camilerden; Niksar Ulu Camii, Kayseri Ulu Camii, Kayseri Kölük Camii ve Sivas Ulu Camii değişiklikler ve ilavelerle zamanımıza kadar gelmiştir.
Danişmendlilerden Yağı-basan biri 1151-2´de Tokat´da, öteki 1157-8´de Niksar´da olmak üzere iki medrese yaptırmıştır. Danişmenlilerden zamanımıza altı kümbet (türbe) kalmıştır. Bunlardan hanedanın kurucusu Emir Danişmend´e nisbet edilen türbe Niksar´dadır ve ötedenberi bir ziyaretgah kabul edilmektedir.
MEDENİYETLER TARİHİ
- Abbasiler hakkında bilgi
- Altınordu Devleti hakkında bilgi
- Attila hakkında bilgi
- Augustus hakkında bilgi
- Avarlar hakkında bilgi
- Babür İmparatorluğu hakkında bilgi
- Marcus Tillius Cicero hakkında bilgi
- Aydınoğulları hakkında bilgi
- Dulkadiroğulları hakkında bilgi
- Karamanoğulları hakkında bilgi
- Mengüçoğulları hakkında bilgi
- Menteşeoğulları hakkında bilgi
- Osmanoğulları Beyliği hakkında bilgi
- Ramazanoğulları Beyliği hakkında bilgi
- Perikles hakkında bilgi
- Romalılar hakkında bilgi
- Sezar hakkında bilgi
- Abazalar hakkında bilgi
- Artuklular hakkında bilgi
- Adsız hakkında bilgi
- Bambaralar hakkında bilgi
- Bilge Kağan hakkında bilgi
- Bizans İmparatorluğu hakkında bilgi
- Cengiz han hakkında bilgi
- Dandanakan Savaşı hakkında bilgi
- Danişmendliler hakkında bilgi
- Deniz Kavimleri hakkında bilgi
- Dürziler hakkında bilgi
- Ege ve Yunan Medeniyetleri hakkında bilgi
- Feodalite hakkında bilgi