Hazreti Peygamber Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e Salevat Getirmenin Faydası

Baba-oğul beraberce hacca gidiyorlardı. Bir yerde konakladılar. Baba, konaklama yerinde vefat etti. Oğul, babasının yüzünü örttü. Bir müddet sonra baktı ki babasının kafası domuz kafası gibi olmuş. Buna çok üzülen oğul ağlamaya başlar. O üzüntüyle bir müddet sonra uykuya dalar. Yanlarında kimse olmadığı için zaten yapacak bir şey de yoktur.


Uyuyan evlada rüyasında şöyle derler:


- Baban faiz yerdi, onun için kafası domuz kafasına döndü. Fakat Rasulüllah'a çok salevat okurdu. Onun hürmetine babanın şeklini tekrar eski haline çevirdik.


Uyanan oğul bakar ki babasının kafası tekrar insan kafası olmuş.


* * *


Başka bir kimse zalim bir hükümdarın elinden kaçıyordu. Yakalanırsa cezalanacaktı. Oturdu, Peygamber Aleyhisselam'a 1000 salevat okudu. Arkasınndan elini açtı ve şöyle dua etti:


- Ya Rabbi Ravza-i Mütahhare'de yatan Peygamberin hürmetine beni bu zalimin elin-


den kurtar.


Bunun üzerine kulağına şöyle bir ses geldi:


- Haydi rahat ol. Düşmanını tepeledik.


O ses duyulduğu zaman meğer o zalim hükümdar ölmüştü.


***


Bir zat bir bahar günü ormana gezmeye çıkar.


Ağaçları, yaprakları, yeşillikleri seyreder ve Allah'ın yarattıkları üzerinde düşünmeye başlar. Onların tesiriyle Peygamberimiz'i hatırlar ve Allah'a:


- Ya Rabbi, Peygamberimiz Hazreti Muhammed Sallallahu Aleyhi ve Sellem'e, bu yaprakların sayısınca, deniz ve karada bulunan varlıkların adedince rahmet eyle, diye niyazda bulunur.


Bunun üzerine kulağına şöyle bir ses gelir:


- Yeter artık, melekleri yoracaksın. Çünkü melekler senin bu amelinin sevabını yazmakla meşgul olacaklar. Müsterih ol. Bu niyazınla, Allah'ın cennetini kazandın.


* * *


Ölmek üzere olan, can çekişen birisine, başında bulunanlar soruyorlar:


- Şu anda nasılsın? Çok ızdırap duyuyor musun?


Adam cevap verdi:


- Hiç acı duymuyorum. Alimler "Kim Peygamber Aleyhisselam'a salatü selam getirirse, ölüm acısı duymaz" dedikleri için ben Rasulüllah'a çok salevat getirirdim. Şu anda, onların söylediklerinin gerçek olduğunu yaşayarak anlıyorum.


* * *


Belh şehrinde bir zengin vefat etmiş, iki oğlu kalmıştı. Babalarının mallarını aralarında varis olarak paylaştılar. Adamın bıraktıkları arasında, Hz. Rasülüllah'ın (s.a.v.) mübarek sakallarının üç tane kılı da bulunuyordu. Bu kıllardan birini kardeşlerden biri, diğerini de biri aldı. Üçüncü kıl için, büyük olan kardeş:


- Bunu ortadan bölelim. Yarısı senin olsun, yarısı da benim, dedi. Küçüğü itiraz ederek dedi ki:


- Olmaz, onu ortadan bölersek Hz. Rasulüllah buna razı olmaz. Onun mübarek ruhunu incitmiş oluruz.


Bunun üzerine büyük kardeş şöyle bir teklifte bulundu:


- Öyleyse, istersen bu sakalların üçü de senin olsun. Malların tamamı da benim.


Küçüğü bu teklifi kabul etti ve malın tamamını büyük kardeş, sakal-ı şeriften üç tane kılı da küçük kardeş aldı.


Aradan fazla zaman geçmeden elindeki bütün malları kaybeden büyük kardeş, sıkıntı içinde kaldı. Bir gün rüyasında Peygamberimiz'i (s.a.v.) gördü. Sıkıntısından bahsedince Rasülüllah'ın cevabı şöyle oldu:


- Ey nasipsiz adam. Az bir dünyalık için benim sakalımın kıllarından vazgeçtin. Bu yüzden de bu hale geldin. Kardeşin ise onları aldı ve onlara baktıkça beni hatırlıyor ve salevat getiriyordu. Getirdiği salevat sebebiyle dünya ve ahiret saadetine kavuştu.


Hatasını anlayan bu şahıs, uyanır uyanmaz kardeşinin yanına gitti ve ona hizmetçi oldu.


"Hiç olmazsa bu şekilde hatamı telafi ederim" diye düşünüyordu.


* * *


Allah'a bağlı, ibadetine düşkün bir zatın, işi gücü günah işlemek olan bir komşusu vardı. Bu günahkar komşu vefat etmişti. Salih komşusu onu rüyasında gördü. Günahkar olarak tanıdığı komşusu cennetteydi. Hayretle sordu:


- Sen buraya nasıl geldin? Komşusu cevap verdi:


- Ben birgün hadislerden bahseden bir alimi dinliyordum. Ondan şunu duymuştum "Kim yüksek sesle salevat okursa cennete girer."


O sözün tesiriyle sesimin çıktığı kadar bağırarak salevat getirdim. Benim tesirim altın da kalan cemaat da, hep birden salevat getirdiler. Bunun sebebiyle Allah hem beni, hem de benimle beraber salevat getiren o cemaati affetti.


.


.





Ali Eren - Dini Hikayeler


Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.


Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !