Çocuk Evliya
Adamın birine hanımı balık almasını söylüyor. O da pazara gidip balık alıyor. O sırada bir çocuk yaklaşıp:
- Amca ver onu ben götüreyim, diyor. Veriyor. Beraberce adamın evine doğru yola çıkıyorlar. Yolda ikindi ezanı okunuyor. Çocuk, beraberce namazlarını mescidde kılmalarını, teklif ediyor. Adamla beraber ikindi namazlarını kılıyorlar. Beraberce eve geliyorlar. Adam karısına:
- Bu çocuk, balıkları taşımak istedi, ben de 'Peki" dedim. Beraberce geldik, diye durumu anlatıyor. Karısı:
- Belki çocukcağızın canı istemiştir. Pişireyim de beraberce yeyin, diyor.
Çocuk, balığı eve bıraktıktan sonra gitmek istediyse de, balığın pişmesini beklemesini ve biraz yemesini söylüyorlar. Çocuk oruçlu olduğunu söylüyor. Bunun üzerine:
- O halde bekle de iftarı bizde yapalım, diyorlar. Bekliyor, beraberce iftar yapıyorlar. Beraberce yatsı namazını kılmak için yine mescide gidiyorlar. Döndükten sonra, "Bu gece bizde kal" diye teklif edince, çocuk bunu da kabul ediyor. Bir odada onu yatırıyorlar. Diğer odada da kendileri yatıyorlar. Diğer bir odalarında da felçli olan kızları yatmaktadır. Gece yarısı yattıkları odanın kapısı vuruluyor. Adam "Kim o?" diyence, kızı "Baba benim" diye cevap veriyor. Bunun üzerine şaşıran baba:
- Kızım sen nasıl geldin? diye soruyor. Çünkü felçli kızın oraya kadar gelmesi mümkün değildir. Kız dışardan:
- Baba kapıyı aç da anlatayım, diyor. Ve şunları anlatıyor:
- Ben geceleyin, "Ya Rabbi bu misafirimiz hürmetine bana şifa ver" diye dua ettim. Allah benim hastalığımı alıverdi ve ayağa kalktım. Yürür oldum. Bunun üzerine misafirimize teşekkür etmek için yanına varayım dedim. Fakat baktım ki, gitmiş.
Kızın babası bu acaib hadiseyi büyük Evliyalardan Maruf Kerhi Hazretleri'ne anlattıktan sonra:
- Böyle küçük çocuklardan da evliya olur mu? diye soruyor. O mübarek Allah dostu:
- Evet, Evliyanın büyüğü de küçüğü de olur, cevabını veriyor.
815 yılında Bağdat'ta vefat eden Mağruf Kerhi Hazretlerinin kabri Dicle kenarındadır. Zamanımızda da hala bir ziyaret mahallidir. Allah şefaatlerinden bizleri mahrum etmesin. (Kaddesallahü sirrahül aziz)
.
.
Ali Eren - Dini Hikayeler
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !
- Amca ver onu ben götüreyim, diyor. Veriyor. Beraberce adamın evine doğru yola çıkıyorlar. Yolda ikindi ezanı okunuyor. Çocuk, beraberce namazlarını mescidde kılmalarını, teklif ediyor. Adamla beraber ikindi namazlarını kılıyorlar. Beraberce eve geliyorlar. Adam karısına:
- Bu çocuk, balıkları taşımak istedi, ben de 'Peki" dedim. Beraberce geldik, diye durumu anlatıyor. Karısı:
- Belki çocukcağızın canı istemiştir. Pişireyim de beraberce yeyin, diyor.
Çocuk, balığı eve bıraktıktan sonra gitmek istediyse de, balığın pişmesini beklemesini ve biraz yemesini söylüyorlar. Çocuk oruçlu olduğunu söylüyor. Bunun üzerine:
- O halde bekle de iftarı bizde yapalım, diyorlar. Bekliyor, beraberce iftar yapıyorlar. Beraberce yatsı namazını kılmak için yine mescide gidiyorlar. Döndükten sonra, "Bu gece bizde kal" diye teklif edince, çocuk bunu da kabul ediyor. Bir odada onu yatırıyorlar. Diğer odada da kendileri yatıyorlar. Diğer bir odalarında da felçli olan kızları yatmaktadır. Gece yarısı yattıkları odanın kapısı vuruluyor. Adam "Kim o?" diyence, kızı "Baba benim" diye cevap veriyor. Bunun üzerine şaşıran baba:
- Kızım sen nasıl geldin? diye soruyor. Çünkü felçli kızın oraya kadar gelmesi mümkün değildir. Kız dışardan:
- Baba kapıyı aç da anlatayım, diyor. Ve şunları anlatıyor:
- Ben geceleyin, "Ya Rabbi bu misafirimiz hürmetine bana şifa ver" diye dua ettim. Allah benim hastalığımı alıverdi ve ayağa kalktım. Yürür oldum. Bunun üzerine misafirimize teşekkür etmek için yanına varayım dedim. Fakat baktım ki, gitmiş.
Kızın babası bu acaib hadiseyi büyük Evliyalardan Maruf Kerhi Hazretleri'ne anlattıktan sonra:
- Böyle küçük çocuklardan da evliya olur mu? diye soruyor. O mübarek Allah dostu:
- Evet, Evliyanın büyüğü de küçüğü de olur, cevabını veriyor.
815 yılında Bağdat'ta vefat eden Mağruf Kerhi Hazretlerinin kabri Dicle kenarındadır. Zamanımızda da hala bir ziyaret mahallidir. Allah şefaatlerinden bizleri mahrum etmesin. (Kaddesallahü sirrahül aziz)
.
.
Ali Eren - Dini Hikayeler
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !
Dini Hikayeler
- Eser ve Yazar Hakkında
- Hazreti Ömer'in Hikmetli Sözü
- Can Alan Melek Niçin Azrail Aleyhisselam'dır
- Bir Şükre Otuz Yıl Tevbe
- Zahidin Rızkı
- Musa Aleyhisselam ve Yağmur Duası
- Cüneyd-i Bağdadi ile Derviş
- Lüzumsuz İsteğin Zararları
- Yavuz Sultan Selim 'in, Muhiddin-i Arabi Hazretleri'nin Kabrini Bulması
- Hasan-ı Basri Hazretleri'nden
- Peygamberlerin Vücudunun Bir Parçasıyla Tevessülün Bereketi
- Bir Tokatta Atmış Yıllık Yol
- Şeyhin Güzel Sözleri
- Kuran Okuyan Âmâ
- Hazreti İsa Neden Kaçıyordu?
- Mektuptan Fırlayan Ok
- Öküzün Boynuzundan Kurtarılan Çocuk
- Hazreti Osman 'ın Cömertliği
- Hazreti Ali’nin Cihaddaki İhlası
- Çift Süren Arslan
- Sözünden Dönen Dervişin Hali
- Asıl Keramet Uçmak Değildir
- İhlasla Verilen Sadaka Hac Yerine Geçmiş
- Evliyayı İmtihan Doğru Değildir
- Ahmak Dost Edinmemeli
- İbrahim Edhem ve Balıklar
- Şeyh 'den Hırsızlık Emri
- Anne Baba İçin Yapılan İyilik
- İslam Büyüklerinin Örnek Ahlakı
- Senin Ayağın Bütün Velilerin Omuzları Üstündedir