Selim Han III. hayatı
Osmanlı sultanlarının yirmi sekizincisi ve İslam halifelerinin doksan üçüncüsü. 24 Aralık 1761´ de Topkapı Sarayı´n da doğdu. Şehzadeliğin de, en değerli hocalar elinde mükemmel bir eğitim ve öğretim görerek yetiştirildi. Yüksek din ve fen ilimleri, Arapça ve Farsçayı öğrendi. Amcası Birinci Abdülhamid devrinde hükümdarlık sırasının kendisine de geleceğini düşünerek, Avrupa devletlerinin siyasetini, idari ve askeri eşkilatlarını öğrenmeye çalıştı. Amcasının vefatı üzerine 28 Mart 1789´ da tahta çıktı.
Üçüncü Selim Han´ ın hükümdar olduğu sırada Osmanlı-Rus ve Avusturya harpleri devam etmekteydi. Bilhassa Kırım´ ın Moskof işgaline düşmesi dolayısıyla Selim Han çok üzülüyordu. Hazmedemediği bu durumu bir an önce düzeltmek istiyordu. Nitekim onun şiirlerinde:
Yüzüm tuttum cenab-ı Kibriya´ ya
Resul´ ün zikrin aldım ibtidaya
Gidelüm ceyş-i küffara gazaya
Bizim bu memleket kalsun mu böyle!
Olaydım ölmeden bir kez seferber,
Hüda emriyle olursak muzaffer,
İnayet etmez mi Halik-i ruz-i mahşer,
Kalalım mı kılıç altında böyle!
şeklindeki feryatları vatanın kaybı üzerinde ne derece hassas düşündüğünü göstermektedir. O düşmana haddini bildirmeden ve ecdadının ahını yerde bırakmadan Allah´ ın canını almasını ve devletin kuvvet bulmasını niyaz eder.
Cephedeki serdarlara fermanlar göndererek düşmana karşı cansiperane mücadele edilmesini ve Kırım´ dan çıkarılmasını istedi. Buna karşılık Osmanlı ordusunun Rusya ve Avusturya cephelerinde bozgun durumda bulunması sebebiyle sadrazam Padişah´ a "Askerde cenk edecek hal yoktur" diye cevap verdi. Bu haber üzerine daha da kederlenen Sultan; "Ban kan ağlıyorum" dedikten sonra, gece gündüz uğraşarak gönderdiği bunca askerin ne olduğunu sorar. Lakin bu ordu ile zafer kazanılmasının mümkün olmadığını anlayan Selim Han, Avusturya ile 1791´ de Ziştov, Rusya ile de 1972´ de Yaş muahedelerini imzaladı.
Bu sırada Avrupa´ nın ve hususiyle komşularının Fransa ihtilali ile meşgul olmalarını fırsat bilen Selim Han, derhal ıslahat teşebbüslerine girişti. Devlet adamlarının ıslahat hakkındaki fikirlerini raporlar halinde aldı. Bir komisyon kurarak ıslahat programını hazırlattı. Bu programda askeri ıslahatın yanısıra, mülki, idari, ticari, ictimai ve siyasi ıslahatlar da yer alıyordu. Bu programa bağlı olarak 24 Temmuz 1793´ de Bostancı ocağına bağlı, modern tarzda Nizam-ı cedid adıyla yeni bir ordu kurdu. Irdunun teknik sınıfları takviye edilerek , humbaracı, topçu ocakları için yeni kanunlar yapıldı. Avusturya, Fransa, Prusya ve İngiltere merkezlerine gönderilen elçiler, bulundukları memleketlerin her türlü ilerlemeleri ve gelişmeleri hakkında bilgiler toplayarak İstanbul´ a rapor edeceklerdi.
Selim Han geceli gündüzlü çalışma ile kısa bir sürede gerçekleştirdiği ıslahatların neticelerini görmeye başladı. Mısır´ ı işgal eden Napolyon´ un 17 Mart 1799´ da Akka kuşatması nizam-ı cedid ordusu tarafından kırıldı. Akka önünde ağır bir bozguna uğrayan Napolyon, 22 Ağustos 1799´ da Mısır´ı da terketmek zorunda kaldı. 1803´ de Arabistan´ da ortaya çıkan vehhabi isyanı bastırıldı. 1805´ de Fransız ihtilalinin etkisiyle Rumeli´ de başgösteren isyan hareketleri Abdurrahman Paşa komutasındaki Nizam-ı cedid askeri tarafından kısa bir sürede bastırıldı. Bu olayları fırsat bilen Rusya, Osmanlı Devleti´ nin içişlerine karşmaya başladı. Osmanlı topraklarına girerek Hotin, Bender, Kili ve Akkerman´ ı ele geçirdi. İngilizler Mısır´ a saldırdı. Fakat disiplinli ve kudretli yeni Osmanlı orduları, İngiliz ve Ruslara her cephede üstünlük kurdular.
Osmanlı ordusu cephede başarılar elde ederken, İstanbul´ da Nizam-ı Cedid düşmanları harekete geçti. Fransa ve İngiltere´ nin de etkisi ile Osmanlı devlet adamlarının bazısı da olayları kışkırttı. Aleyhte büyük bir isyanın başlaması üzerine üçüncü Selim Han Nizam-ı Cedid ıslahatlarını kaldırdığını açıkladı. Ancak bununla yetinmeyen isyancılar Nizam-ı Cedid taraftarı devlet adamlarını şehid ettikleri gibi, Selim Han´ ı da tahttan indirdiler (29 Temmuz 1808). Ruscuk yaranı Alemdar Mustafa Paşa kuvvetleriyle gelerek Selim Han´ ı tekrar tahta çıkarmak için harekete geçti ise de, daha önce davranan asiler, Sultan´ ı şehid ettiler (28 Temmuz 1808). Laleli Camii yanında babası üçüncü Mustafa Han´ ın türbesine defne edildi.
Selim Han saltanatı müddetince içte ve dışta düşmanlarıyla mücadele etmesine rağmen , ülke imar edilip fazla toprak kaybı olmadı. Başlattığı ıslahat hareketlerinin tam meyvelerini toplayacağı sırada şehid edildi. Üsküder´ da Selimiye ve Çiçekçi Camii, Selimiye Kışlası ve Heybeliada´ da Bahriye mektebini yaptırdı. Şair ve hattat olup, şiirlerinde İlhami mahlası kullanırdı.
Üçüncü Selim Han´ ın hükümdar olduğu sırada Osmanlı-Rus ve Avusturya harpleri devam etmekteydi. Bilhassa Kırım´ ın Moskof işgaline düşmesi dolayısıyla Selim Han çok üzülüyordu. Hazmedemediği bu durumu bir an önce düzeltmek istiyordu. Nitekim onun şiirlerinde:
Yüzüm tuttum cenab-ı Kibriya´ ya
Resul´ ün zikrin aldım ibtidaya
Gidelüm ceyş-i küffara gazaya
Bizim bu memleket kalsun mu böyle!
Olaydım ölmeden bir kez seferber,
Hüda emriyle olursak muzaffer,
İnayet etmez mi Halik-i ruz-i mahşer,
Kalalım mı kılıç altında böyle!
şeklindeki feryatları vatanın kaybı üzerinde ne derece hassas düşündüğünü göstermektedir. O düşmana haddini bildirmeden ve ecdadının ahını yerde bırakmadan Allah´ ın canını almasını ve devletin kuvvet bulmasını niyaz eder.
Cephedeki serdarlara fermanlar göndererek düşmana karşı cansiperane mücadele edilmesini ve Kırım´ dan çıkarılmasını istedi. Buna karşılık Osmanlı ordusunun Rusya ve Avusturya cephelerinde bozgun durumda bulunması sebebiyle sadrazam Padişah´ a "Askerde cenk edecek hal yoktur" diye cevap verdi. Bu haber üzerine daha da kederlenen Sultan; "Ban kan ağlıyorum" dedikten sonra, gece gündüz uğraşarak gönderdiği bunca askerin ne olduğunu sorar. Lakin bu ordu ile zafer kazanılmasının mümkün olmadığını anlayan Selim Han, Avusturya ile 1791´ de Ziştov, Rusya ile de 1972´ de Yaş muahedelerini imzaladı.
Bu sırada Avrupa´ nın ve hususiyle komşularının Fransa ihtilali ile meşgul olmalarını fırsat bilen Selim Han, derhal ıslahat teşebbüslerine girişti. Devlet adamlarının ıslahat hakkındaki fikirlerini raporlar halinde aldı. Bir komisyon kurarak ıslahat programını hazırlattı. Bu programda askeri ıslahatın yanısıra, mülki, idari, ticari, ictimai ve siyasi ıslahatlar da yer alıyordu. Bu programa bağlı olarak 24 Temmuz 1793´ de Bostancı ocağına bağlı, modern tarzda Nizam-ı cedid adıyla yeni bir ordu kurdu. Irdunun teknik sınıfları takviye edilerek , humbaracı, topçu ocakları için yeni kanunlar yapıldı. Avusturya, Fransa, Prusya ve İngiltere merkezlerine gönderilen elçiler, bulundukları memleketlerin her türlü ilerlemeleri ve gelişmeleri hakkında bilgiler toplayarak İstanbul´ a rapor edeceklerdi.
Selim Han geceli gündüzlü çalışma ile kısa bir sürede gerçekleştirdiği ıslahatların neticelerini görmeye başladı. Mısır´ ı işgal eden Napolyon´ un 17 Mart 1799´ da Akka kuşatması nizam-ı cedid ordusu tarafından kırıldı. Akka önünde ağır bir bozguna uğrayan Napolyon, 22 Ağustos 1799´ da Mısır´ı da terketmek zorunda kaldı. 1803´ de Arabistan´ da ortaya çıkan vehhabi isyanı bastırıldı. 1805´ de Fransız ihtilalinin etkisiyle Rumeli´ de başgösteren isyan hareketleri Abdurrahman Paşa komutasındaki Nizam-ı cedid askeri tarafından kısa bir sürede bastırıldı. Bu olayları fırsat bilen Rusya, Osmanlı Devleti´ nin içişlerine karşmaya başladı. Osmanlı topraklarına girerek Hotin, Bender, Kili ve Akkerman´ ı ele geçirdi. İngilizler Mısır´ a saldırdı. Fakat disiplinli ve kudretli yeni Osmanlı orduları, İngiliz ve Ruslara her cephede üstünlük kurdular.
Osmanlı ordusu cephede başarılar elde ederken, İstanbul´ da Nizam-ı Cedid düşmanları harekete geçti. Fransa ve İngiltere´ nin de etkisi ile Osmanlı devlet adamlarının bazısı da olayları kışkırttı. Aleyhte büyük bir isyanın başlaması üzerine üçüncü Selim Han Nizam-ı Cedid ıslahatlarını kaldırdığını açıkladı. Ancak bununla yetinmeyen isyancılar Nizam-ı Cedid taraftarı devlet adamlarını şehid ettikleri gibi, Selim Han´ ı da tahttan indirdiler (29 Temmuz 1808). Ruscuk yaranı Alemdar Mustafa Paşa kuvvetleriyle gelerek Selim Han´ ı tekrar tahta çıkarmak için harekete geçti ise de, daha önce davranan asiler, Sultan´ ı şehid ettiler (28 Temmuz 1808). Laleli Camii yanında babası üçüncü Mustafa Han´ ın türbesine defne edildi.
Selim Han saltanatı müddetince içte ve dışta düşmanlarıyla mücadele etmesine rağmen , ülke imar edilip fazla toprak kaybı olmadı. Başlattığı ıslahat hareketlerinin tam meyvelerini toplayacağı sırada şehid edildi. Üsküder´ da Selimiye ve Çiçekçi Camii, Selimiye Kışlası ve Heybeliada´ da Bahriye mektebini yaptırdı. Şair ve hattat olup, şiirlerinde İlhami mahlası kullanırdı.
TÜRK SULTANLARI VE SARAY HAYATI
- Tuğrul Bey hayatı
- Alpaslan hayatı
- Melikşah hayatı
- Kılıçarslan I. hayatı
- Osman Gazi hayatı
- Orhan Gazi hayatı
- Murad Hüdavendigar hayatı
- Yıldırım Beyazıd Han hayatı
- I. Mehmet Han hayatı
- Murad Han II. hayatı
- Fatih Sultan Mehmed hayatı
- Beyazıd II. hayatı
- Yavuz Sultan Selim hayatı
- Kanuni Sultan Süleyman hayatı
- Selim Han II: hayatı
- Murad Han III. hayatı
- Mehmed Han III. hayatı
- Ahmed Han I. hayatı
- Mustafa Han I. hayatı
- Genç Osman II. hayatı
- Murad Han IV. hayatı
- İbrahim Han hayatı
- Mehmed Han IV. hayatı
- Süleyman Han II. hayatı
- Ahmed Han II. hayatı
- Mustafa Han II. hayatı
- Ahmed Han III. hayatı
- Mahmud Han I. hayatı
- Osman Han III. hayatı
- Mustafa Han III. hayatı