İş yerinde izin vermiyorlar
Kimi insanların namaza gösterdikleri engel, “İş yerinden izin vermiyorlar” şeklindedir. Gerçekten de, kimi iş yerleri, fabrikalar, resmî dairelerde yönetici konumunda olanlar, çalışanların namaz kılmalarına imkân vermezler.
Ama şunu unutmayın: Hangimiz bir iş yerinde 24 saat çalışıyoruz? Acaba günün beş vakit namazı hep iş yerindeyken mi gelip çatıyor?
Değil elbette. Fakat namaz için bahane bulmaya pek hevesli olan nefsimiz, sanal bahaneleri bile ciddi bir engel gibi gösterir. Oysa iş yerinde iken kılmamız gereken namaz en az bir, en fazla üç vakittir. Bu konuda yazın daha rahatız.
Ama kışın namaz vakitlerinin arası çok kısadır.
Namaz vakitleri, ülkemizin doğusu ve batısında yaklaşık bir saatlik fark gösterir.
Bu hususta doğu kısmı daha sıkıntılıdır. Çünkü, öğle, ikindi ve akşam namazları mesai saatlerine denk gelmektedir.
Bu durumda yapılacak olan şudur: Öğle namazını yemek arasında kılmanız mümkündür. İkindiyi biraz geciktirip onun abdestiyle akşamı da kılabilirsiniz.
Bazı kimseler çok uzun süre abdest tutabilirler. Bunlar için abdest sorunu yoktur.
Eğer namaz kılmanız bulunduğunuz yerde çok dikkat çekiyorsa, sadece farzını kılmakla yetinebilirsiniz. Hatta farzının bile, sünnet ve müstehaplarını bırakıp, sadece farz ve vaciplerini yapabilirsiniz. Böyle durumlarda zaman kazanmak için Sübhaneke ve Tahiyyattan sonraki duaları okumasanız, rükû ve secdedeki tesbihleri de bir kere okusanız yeterlidir. Çünkü, sünneti ve nafileyi yapayım derken, farzı tamamen terk etmek ihtimali var.
Eğer askerlik, iş ortamı, memurluk gibi durumlarda, hiçbir şekilde namaz kılmanıza izin verilmiyor ve büyük sıkıntılarla karşılaşıyorsanız, öğleyle ikindiyi, akşamla yatsıyı birleştirerek öne alma veya erteleyerek kılma konusunu burada da düşünebilirsiniz. Bir hadiste şöyle denmiştir: “Resulüllah (a.s.m.), korku ve sefer hâli olmaksızın öğle ve ikindiyi birleştirerek, akşam ve yatsıyı da birleştirerek kıldı.” (Kütüb-i Sitte, c.8, s.401)Âlimlerin çoğu, korku ve yolculuk olmadan namazları birleştirmeye karşı çıkmıştır. Ancak İbn-i Abbas (r.a.) gibi, bu hadisle amel edenler de olmuştur.
İbn-i Hacer, bunu “ihtiyaç” şartına bağlamıştır. Konuyla ilgili geniş bilgi verdiğimiz kaynakta bulunuyor. (Ayrıca bakınız: Nasıl Namaz, Dr. Vehbi Karakaş, s.92.93)
Mutlaka tavsiyelerimiz herkese aynen uymayabilir. Siz, iş yerindeki şartlara göre bir yol takip edeceksiniz. Ama şunu kesin kabul edin: İyi bir motivasyon, gayret ve plânlamayla, namaz için her zaman daha fazlasını yapabilirsiniz. Yeter ki isteyin, daha tavizsiz, daha plânlı, daha başarılı olabilirsiniz.
Ama şunu unutmayın: Hangimiz bir iş yerinde 24 saat çalışıyoruz? Acaba günün beş vakit namazı hep iş yerindeyken mi gelip çatıyor?
Değil elbette. Fakat namaz için bahane bulmaya pek hevesli olan nefsimiz, sanal bahaneleri bile ciddi bir engel gibi gösterir. Oysa iş yerinde iken kılmamız gereken namaz en az bir, en fazla üç vakittir. Bu konuda yazın daha rahatız.
Ama kışın namaz vakitlerinin arası çok kısadır.
Namaz vakitleri, ülkemizin doğusu ve batısında yaklaşık bir saatlik fark gösterir.
Bu hususta doğu kısmı daha sıkıntılıdır. Çünkü, öğle, ikindi ve akşam namazları mesai saatlerine denk gelmektedir.
Bu durumda yapılacak olan şudur: Öğle namazını yemek arasında kılmanız mümkündür. İkindiyi biraz geciktirip onun abdestiyle akşamı da kılabilirsiniz.
Bazı kimseler çok uzun süre abdest tutabilirler. Bunlar için abdest sorunu yoktur.
Eğer namaz kılmanız bulunduğunuz yerde çok dikkat çekiyorsa, sadece farzını kılmakla yetinebilirsiniz. Hatta farzının bile, sünnet ve müstehaplarını bırakıp, sadece farz ve vaciplerini yapabilirsiniz. Böyle durumlarda zaman kazanmak için Sübhaneke ve Tahiyyattan sonraki duaları okumasanız, rükû ve secdedeki tesbihleri de bir kere okusanız yeterlidir. Çünkü, sünneti ve nafileyi yapayım derken, farzı tamamen terk etmek ihtimali var.
Eğer askerlik, iş ortamı, memurluk gibi durumlarda, hiçbir şekilde namaz kılmanıza izin verilmiyor ve büyük sıkıntılarla karşılaşıyorsanız, öğleyle ikindiyi, akşamla yatsıyı birleştirerek öne alma veya erteleyerek kılma konusunu burada da düşünebilirsiniz. Bir hadiste şöyle denmiştir: “Resulüllah (a.s.m.), korku ve sefer hâli olmaksızın öğle ve ikindiyi birleştirerek, akşam ve yatsıyı da birleştirerek kıldı.” (Kütüb-i Sitte, c.8, s.401)Âlimlerin çoğu, korku ve yolculuk olmadan namazları birleştirmeye karşı çıkmıştır. Ancak İbn-i Abbas (r.a.) gibi, bu hadisle amel edenler de olmuştur.
İbn-i Hacer, bunu “ihtiyaç” şartına bağlamıştır. Konuyla ilgili geniş bilgi verdiğimiz kaynakta bulunuyor. (Ayrıca bakınız: Nasıl Namaz, Dr. Vehbi Karakaş, s.92.93)
Mutlaka tavsiyelerimiz herkese aynen uymayabilir. Siz, iş yerindeki şartlara göre bir yol takip edeceksiniz. Ama şunu kesin kabul edin: İyi bir motivasyon, gayret ve plânlamayla, namaz için her zaman daha fazlasını yapabilirsiniz. Yeter ki isteyin, daha tavizsiz, daha plânlı, daha başarılı olabilirsiniz.
NAMAZI TERK ETMENİN BAHANELERİ
- Önemini bilmemek
- “Allah Gafûr ve Rahîm’dir, affeder” düşüncesi
- Daha gençsin, yaşlanınca kılarsın
- “Zamanım yok” iddiası
- “Çalışmak da ibâdettir” gerçeğini yanlışanlamak
- Hiç bitmiyor, usanıyoruz
- Sihirli formül arayışı
- Kılacağım, ama duaları bilmiyorum
- Çok yoğun işlerim var
- Hastayım nasıl kılayım?
- Elimde yara var, abdestim olmaz
- Üzerim temiz değil
- İş yerinde izin vermiyorlar
- Askerde nasıl kılayım?
- Yolculukta nasıl kılayım?
- Kılacaktım, ama unuttum
- O kadar çok engelim var ki...
- Yer temiz mi, ortam uygun mu, kıble nasılbulunur?
- Camiye ve abdest yerine uzağız veya bilmiyoruz
- Benim kalbim temiz, niye namaz kılayım?