12- Rivâyetlerin Birleştirilmesi (Telfîk-i Rivâyât)

Râvi, bir hadîsi muhtelif şeyhlerden almıştır, rivâyetler mânaları itibariyle müttehiddir, ancak lâfızları yönüyle farklıdır. Bu durumda şöyle bir ifade kullanarak rivâyetleri birleştirmek mümkündür: "Fülan ile fülan bize haber verdiler, söyleyeceğim lâfız da fülâna aittir."

Bu, Müslim´de çok sık rastlanan bir usuldür. Rivâyet-i bilmânâ´yı esas alanlar için bu tarz câizdir.

Bâzan da bir cemaatten, aynı mânaya gelen bir rivayet zikredilir, ama kaydedilen metin hangisine ait olduğu belirtilmez, belki de metin hiçbirine ait değildir, ancak isimleri zikredilen şahıslar o mânada müttefiktirler. Buhârî, Abdullah İbnu Vehb ve Hammâd İbnu Seleme gibi bir kısım muhaddisler bu tarz rivâyete yer verirler. Kendileri bu sebeple tenkit de edilmediğine göre, bu tarz da çoğunlukla kabul edilmiş bir telfîk şekli olmaktadır. [109]