Elfâz-ı sarîha ve onların hükmü
Talâk kelimesinin müştemil olduğu harflerden teşekkül etmiş olan ve Arapçada, zevce boşamaktan başka bir mânâda kullanılmayan kelimeler, talâka âit sarih elfâzdır.
Arabîde: Enti tâlik, enti mutâllâka, tallaktüki ve Türkçede, Sen benden boş ol, ben seni boşadım, sen boşsun benden, gibi ki, mezkûr tâbirler, talâk mânâsına mevzu ve onu ifadede sarih olmakla, niyyete ve karineye muhtaç olmayarak, mânâsı makamına kaim olur. Bir haysiyyetteki, nazar ve itibar, onun mânâsına değil, lâfız ve ibarenin kendisine taâllûk eder. Nitekim, az çok, meşakkat sebebi olan sefer, meşakkatin kendisi makamına kaim olarak, meşakkate terettüp edecek ahkâm, meşakkat olmasa dahi, nefsi sefere terettüp eyler. Binaenaleyh, zevcesine hitaben (1), onların birini söyleyen (2) kimsenin ağzından o lâfız hataen dahi çıkmış bulunsa ve mânâ ve muktezası, kendinin malûm ve maksudu olsun obuasın, zevcesi, kazaen boş düşer (3).
Zevcin: «Ben onu korkutmak için söylemiştim» demesi, evvelce işhat etmiş olmadıkça, mahkemece tasdik olunmaz.
------------------
(1) Zevcesine talâk ile hitap etmeyerek: «Eğer çıkarsan talâk olur, bendenizinsiz çıkmamalısın, çünkü, ben talâk üzerine yemin (şart) ettim» diyen kimseninzevcesi çıksa da, boş düşmez. Çünkü, talâkı ona tevcih etmemiştir. Zevc talâkı kendisine tevcih ederek «ben senden boşum yahut beriyim» demek dahi, talâk değildir.
— Mirâtta mezkûr olduğuna göre, sarihin, nida ve haber ve sıfatı — vecihleri dahi, hitap gibidir: Kocadan boşanmış olmayan zevcesini, ey mutallâka diye çağıran veya o sıfatla vasıflayan kimsenin zevcesi boş düşer.
(2) Lisaneynden biri kalemdir, fehvasınca yazmak dahi söylemek gibidir.
(3) Kazaen kaydi, diyanetten ihtirazdır ki, sarih lâfzı söyleyen, kelâmını kendi niyyetiyle, mucibinden muhtemeline sarf ve tahvil etmek isterse, indelmürafaa mesmu ve muteber olmaz ise de, diyanette yâni müftüye müracaatte, kendisiyle Allahu Teâlâ arasında olmak üzere, tasdik olunur. Enti tâlik, tâbirinden azadelik mânâsını, kasd ve irade eylemek gibi. Nitekim, dilimizde dahi, sen boşsun tâbirinden, bos bekleyensin, mânâsını kasd ve irade, mümkün olur. Lâkin adede mükarin olmamak meşruttur. Zevc eğer onu söylemekte, mükreh idiyse, kazaen dahi tasdik olunur. Zevcesine, enti tâlik, deyip de, bu sözün talâk için olduğunu bilen, fakat mânâsını bilmeyen kimsenin zevcesi boş olur. Enti tâlik, deyip de, bu lâfzın, talak olduğunu, bilmeyen kimsenin zevcesi — hüküm Allahla kendi arasında bir sır kalmak şartiyle — bos düşmez ise de, mahkeme kararı ile boş olur.
Arabîde: Enti tâlik, enti mutâllâka, tallaktüki ve Türkçede, Sen benden boş ol, ben seni boşadım, sen boşsun benden, gibi ki, mezkûr tâbirler, talâk mânâsına mevzu ve onu ifadede sarih olmakla, niyyete ve karineye muhtaç olmayarak, mânâsı makamına kaim olur. Bir haysiyyetteki, nazar ve itibar, onun mânâsına değil, lâfız ve ibarenin kendisine taâllûk eder. Nitekim, az çok, meşakkat sebebi olan sefer, meşakkatin kendisi makamına kaim olarak, meşakkate terettüp edecek ahkâm, meşakkat olmasa dahi, nefsi sefere terettüp eyler. Binaenaleyh, zevcesine hitaben (1), onların birini söyleyen (2) kimsenin ağzından o lâfız hataen dahi çıkmış bulunsa ve mânâ ve muktezası, kendinin malûm ve maksudu olsun obuasın, zevcesi, kazaen boş düşer (3).
Zevcin: «Ben onu korkutmak için söylemiştim» demesi, evvelce işhat etmiş olmadıkça, mahkemece tasdik olunmaz.
------------------
(1) Zevcesine talâk ile hitap etmeyerek: «Eğer çıkarsan talâk olur, bendenizinsiz çıkmamalısın, çünkü, ben talâk üzerine yemin (şart) ettim» diyen kimseninzevcesi çıksa da, boş düşmez. Çünkü, talâkı ona tevcih etmemiştir. Zevc talâkı kendisine tevcih ederek «ben senden boşum yahut beriyim» demek dahi, talâk değildir.
— Mirâtta mezkûr olduğuna göre, sarihin, nida ve haber ve sıfatı — vecihleri dahi, hitap gibidir: Kocadan boşanmış olmayan zevcesini, ey mutallâka diye çağıran veya o sıfatla vasıflayan kimsenin zevcesi boş düşer.
(2) Lisaneynden biri kalemdir, fehvasınca yazmak dahi söylemek gibidir.
(3) Kazaen kaydi, diyanetten ihtirazdır ki, sarih lâfzı söyleyen, kelâmını kendi niyyetiyle, mucibinden muhtemeline sarf ve tahvil etmek isterse, indelmürafaa mesmu ve muteber olmaz ise de, diyanette yâni müftüye müracaatte, kendisiyle Allahu Teâlâ arasında olmak üzere, tasdik olunur. Enti tâlik, tâbirinden azadelik mânâsını, kasd ve irade eylemek gibi. Nitekim, dilimizde dahi, sen boşsun tâbirinden, bos bekleyensin, mânâsını kasd ve irade, mümkün olur. Lâkin adede mükarin olmamak meşruttur. Zevc eğer onu söylemekte, mükreh idiyse, kazaen dahi tasdik olunur. Zevcesine, enti tâlik, deyip de, bu sözün talâk için olduğunu bilen, fakat mânâsını bilmeyen kimsenin zevcesi boş olur. Enti tâlik, deyip de, bu lâfzın, talak olduğunu, bilmeyen kimsenin zevcesi — hüküm Allahla kendi arasında bir sır kalmak şartiyle — bos düşmez ise de, mahkeme kararı ile boş olur.
KİTAB-UT-TALAK (BOŞANMA)
- Boşanma
- Talâkı sünni ve bıd'ı (Sünnet ve Bidat olan boşama şekli)
- Ric'î ve bâin talâk
- Elfâz-ı sarîha ve onların hükmü
- Kinâyeli sözler ve hükümleri
- Ric'î talâk ve hükmü
- Kavlî ve fiilî ric'at
- Bâin talâk ve hükmü
- Büyük ve küçük beynunet (ayrılık)
- Boşama
- Talâkın tefvizi
- Talâkın taliki (şarta bağlı boşama)
- Tâlikle alâkalı bazı meseleler
- Muhalaa (mütareke)
- Talâkı fuzûlî
- Tâlâkı Mariz
- İstisna
- İylâ
Nimet-i islam
- MERHUM HACI ZİHNİ EFENDİNİN HAL TERCÜMESİ
- AKAİDİ İSLÂMİYYE
- KİTAB-UT-TEYEMMÜM (TEYEMMÜM)
- KİTAB-UT-TAHARE (TEMİZLİK)
- KİTAB-US-SALAT (NAMAZ)
- KİTAB-US-SAVM (ORUÇ)
- KİTAB-UZ-ZEKÂT
- KİTAB-UL-HAC
- KİTAB-UN-NİKÂH (EVLENME)
- KİTAB-UT-TALAK (BOŞANMA)
- KİTAB-UR-RIDÂ (SÜT KARDEŞLİĞİ)
- KİTAB-UL-EYMAN (YEMİN)
- KİTAB-UN-NİKÂH VET-TALAK (EVLENME VE BOŞANMA)
- KİTAB-US-SAYD (AV VE AV HAYVANLARI)