Tıbbi Bakımdan Giyinmek
Giyinmenin dini ve ahlaki ciheti olduğu gibi, tıbbi ciheti de şüphesiz vardır. Zira dinimizin hedeflerinden birisi de sıhhati korumaktır. Giyinip örtünmeden sıhhati muhafaza etmek mümkün olmadığına, tıbbın da mevzuu insan sağlığı olduğuna göre, dinimiz gibi tıb da giyinmeği emreder. Hz. Allah (cc) "Kendi elleriniz ile kendinizi tehlikeye atmayınız." buyurmaktadır .
(Bakara suresi. ayet: 135)
Demek ki müslüman, sağdan soldan esen, insanları maddeten ve manen perişan eden moda rüzgarlarına göre değil de mevlamızın estirdiği rüzgarlara ve yarattığı iklim şartlarına göre, sıhhatini muhafaza edecek olan elbiseler ile giyinip örtünmelidir. Giyilen elbiseler iklim şartlarına uygun olması ile beraber, iş ve mesleğine münasip olması da göz önüne alınmalıdır.
Maalesef asrımızda bilhassa kadınlar modaya uygun şekilde giyinmeyi ön plana alıp, elbisenin sıhhi olup olmadığına dikkat etmediklerinden, manevi hastalıklardan başka bir takım maddi hastalıklara da düçar olmakta, hastahanelerin devamlı müşterisi, ilaç sektörünün de daimi tüketicileri haline gelmektedirler. Matbüatdan da öğrendiğimize göre hastaların çoğu kadınlardır. Bunun sebeplerinden birisi de modaya uyacağız derken kafi derecede giyinmemeleri, yine aynı sebepden gayri sıhhi elbiseleri tercih etmeleridir.
Dinimiz vücutlarımıza zulmetmeyi haram kıldığına göre vücutlarımızı sıkan, teneffüs etmeyen, sıktığı için vücutta şekli bozukluklara sebebiyet veren elbise ve ayakkabıları giymemiz dinen caiz olmadığı gibi, tıbben de doğru olmaz. Müslüman, dininin ve sıhhatinin icabı olarak giyeceği elbisenin kumaşı ve modelinin sıhhatine uygun olup olmadığını bilmek mecburiyetindedir. Tıb otoriteleri dar elbiselerin, mesela dar yelek ve korselerin, bazı dahili uzuvların yerlerinin değişmesine sebebiyet verdiklerini, dar pantolonların kısırlığa yol açtığını, naylon elbise ve çorapların bir takım cilt hastalıkları ve kaşıntı meydana getirdiklerini israrla ifade etmektedirler. Modacılar ise giyimin sıhhi tarafını tamamen bir tarafa iterek, kadın ve erkekler için uydurdukları giyim kuşam şekillerini, kadın ve erkekleri birbirlerine karşı tahrik eden çirkin bir vasıta haline getirmişlerdir. Kadınların yüksek topuklu ayakkabı giymelerini moda haline getirirken, yüksek topuğun ayağa verdiği şekli bozukluğu, giyene verdiği tarifsiz işkenceyi gözardı etmiş, kadının cazibe ve tahrik ediciliğini ön plana çıkarmıştır.
Tıb, insan için en sıhhi elbise olarak yün, pamuk ve ketenden mamül elbiseleri tavsiye etmektedir. Peygamberimiz (s.a.v.) hazretleri de Arabistan sıcak olduğu için daha çok pamuk ve ketenden mamül olan elbiseleri giymişler, sıcağı az emdiği için de beyaz renkleri tercih edip "Dirilerinize beyaz (elbise) giydirin ölülerinizi de beyaz ile kefenleyin, buyurmuşlardır.
Hz. Allah (c. c.) "Ey adem oğulları, semadan sizin için elbise indirdik" buyurmakla, insanlar için en uygun elbisenin, semadan indirilen yağmur sebebi ile meydana gelen (yerden biten)lerden olacağına işaret buyurmuşlardır. (24) Bunlar da pamuk; keten ve yağmurun sebep olduğu otlarla beslenen hayvanların yünlerinden imal edilen kumaşlardır.
İnsanlar için en ideal elbise, keten, pamuk ve yünden mamul olan elbiselerdir. Naylon elbiselere gelince, sıhhi olmadıkları gibi ince olduklarından tesettür için de kafi değillerdir. Bilhassa bazı kadınlarımız tarafından giyilen, ince ve naylon bluz ve çorapların tesettür için kafi geldiğini söylemek mümkün değildir. .
Dinimiz, müslümanın hayatının her safhasına hükümler koyduğu gibi giyinmenin şekli hakkında da hükümler koymuştur. Elbisenin en başta gelen şartlarından birisi, giyen kişiyi dinimizin istediği şekilde örtmesi, onun avret yerlerini kaybetmesi, sıhhi noktadan da bünyesine uygun olmasıdır. Daracık elbiselerin bu vasıfları haiz olduğunu söylemek mümkün değildir. Öyle ise kadın ve erkeklerin giydikleri daracık, vücut hatlarını kaybetmeyen, bilakis ortaya döken, karşı cinsi tahrik etmekten başka bir işe yaramayan elbiseler, sıhhate aykırı olduğu gibi tesettür için de kafi olamazlar. Tabii ki bu gibi elbiseler ile namaz ve benzeri ibadetleri eda etmek de caiz olmaz.
Peygamberimiz (s.a.v.) hazretleri, "Cehenneme gireceklerin bir kısmı da (ben onları henüz dünya gözü ile görmedim) giyindikleri halde (ince ve dar giyindiklerinden) çıplak olan, başları deve hörgücü gibi olan kadınlardır. Onlar sapıtmış ve sapıtıcıdırlar... Cezalarını görmeden cennete giremezler" hadis-i şerifleri ile bu noktaya işaret buyurmuşlardır.
24 Ruhu'l-Beyan Cilt: 3 Sahife: 147
.
.
Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri
Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.
Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !
TESETTÜR (ÖRTÜNME)
- İslamda Örtünmek
- Örtünmenin Hikmeti
- Tarihi Cihetten Örtünmek
- İnanç Cihetinden Örtünmek
- Cilbab
- Manto-Pardesü
- Tıbbi Bakımdan Giyinmek
- Müslümanların Elbiselerinde Aranacak Vasıflar
- Tesettür (örtünme)
- Kapatılması Mecburi Olmayan Yerler
- Örtünmenin Ölçüsü
- Süs Nedir?
- Örtünme Emri Herkes İçin Aynı mıdır?
- Dışarı Çıkarken
- Erkekler Kadınlarla Nasıl Konuşmalı
- Haremlik Selamlık Esasdır
- Peygamberimiz'in (s.a.v.) İkazı
- Ey Müslüman Kadın!
- Kadının, Müslüman Olmayan Kadınlara Karşı Örtünmesi
- Kadının, Diger Müslüman Kadınlara Karşı Örtünmesi
- Kadının, Kocasına Karşı Durumu
- Kadının, Yakını Olan Erkeklere Karşı Durumu
- Akraba Erkekler de Dikkat Etmeli
- Kadının Yabancı Erkeklere Karşı Durumu
- İbretle Okuyalım
- Erkeklerin Kadınlara Karşı Örtünmesi
- Erkeklerin Erkeklere Karşı Örtünmesi
- Kadının Sesi Yasak Degildir
- Çocukların Örtünmesi
- Namazda Tesettür (örtünme)
izdivaç ve Mahremiyetleri
- ESER VE YAZAR HAKKINDA (Okuyun!)
- FİHRİST (Bu başlıktan kitap içeriğine ulaşabilirsiniz!)
- KADININ YARATILIŞI
- EVLİLİK ÖNCESİ EŞ SEÇİMİ
- NİŞANLILIK
- İSLAMİ OLMAYAN NİKAHLAR
- İSLAM'A AYKIRI NİKAH ŞEKİLLERİ
- İSLAMİ NiKAH, NiKAHIN FAYDALARI
- AİLE
- CİNSİ BİLGİLER
- ÇOCUK TERBİYESİ
- TESETTÜR (ÖRTÜNME)
- KADINLARLA İLGİLİ BAZI MESELELER
- İSTİFADE ETTİĞİMİZ ESERLER
- GUSÜL (Boy Abdesti)
- BOŞANMA