tarih

Ağa Camii Hakkında

İstanbul’un Beyoğlu semtinde İstiklal Caddesi üzerinde, İstiklal Caddesi ile Sakızağacı Caddesi kavşağının köşesindeki cami. 1596 (H. 1005) senesinde Galatasaray Ağası Şeyhülharem Hüseyin Ağa tarafından yaptırılmıştır. Avlu içindeki bu küçük cami zamanla yıprandığından Sultan İkinci Mahmud Han tarafından tamir ettirilmiştir. Bu tamirden bir müddet sonra büyük bir yangına maruz kalan Ağa Camii, ikinci ve geniş çapta bir tamir daha gördü. Bu tamiri, Suzan hanım adında bir hayırsever hatun yaptırdı. İlk yapısı kubbeli olan bu caminin çatısı on mermer sütun üzerine oturtulmuştur.

1938 senesinde Evkaf idaresi tarafından yeniden tamir edilip, çinileri değiştirildi. Caminin içini süsleyen çiniler Kütahya’da yeniden yaptırıldı. Üst pencerelerine alçı çerçeveler içinde renkli camlardan üslub haline getirilen Türk çiçek tezyinatı yapılmıştır. Tavan ve duvar nakışlarında Osmanlı motifleri büyük bir başarıyla kullanılmıştır. Duvarlar alt pencerelere kadar mavi çiniler, pencere içleri de yeşil çiniler ile kaplanmıştır. Camideki yazılar, İsmail Hakkı Altınbezer tarafından yazıldı. Caminin zemini hususi olarak dokutulmuş Isparta halıları ile döşenmiştir.

Devamını oku

Gazi Mehmed Paşa (Bayraklı) Camii

Gazi Mehmed Paşa (Bayraklı) camii, Prizren’de muhteşem Osmanlı eselerinden biridir.

1798 yılında, zamanın Prizren valisi Rüstem Paşa, bütün camilerde beş vakit ezanın aynı anda okunması için, gündüzleri caminin âlemine bayrak çekilmesini geceleri ise fener yakılmasını emreder. Gündüz ezan vakitlerinde çekilen bayraktan dolayı adı Bayraklı Camii olarak anılır. Yapılışından bugüne kadar iftar vakitlerinde ilk kandiller bu camide yakıldığından Priznen halkı hala Bayraklı Camii’nin minaresinin kandillerine bakarak iftar etmektedirler.

Bu Camiinin hoş bir yapılış hikâyesi vardır. Camiinin banisi Gazi Mehmed Paşa, helal parayla bir cami yaptırmayı arzu eder. Bu camiyi Prizren’de yapmaya karar verir. Cami inşaatında kullanacağı paraların helal olduğunu test etmek ister.
Bir gün bütün altınlarını alıp Bitriça deresinin kenarına gelir ve altınların tamamını dereye ‘helal olanlar su dibinde kalsın, haram olanları su götürsün’ diyerek atar. Bir süre bekledikten sonra su dibinde kalan altın paraların helal olduğuna kanaat getiren paşa, dereden altınları toplar. Gönül rahatlığı içinde büyük bir şevkle caminin temelini atıp yapımına başlar.

Devamını oku