Katade Bin Nu’man

Eshab-ı kiramın okçularından: KATADE BİN NU’MAN  Eshab-ı kiramdan Cabir bin Abdullah şöyle bildiriyor: Uhud Harbi sırasında, Katade bin Nu’man, Peygamberimize bir yay hediye etmişti. Peygamberimiz de yayın baş kısmı eskiyinceye kadar bu yay ile müşriklere ok atmış'idi. Sonra yayı tekrar Katadeye iade etmişti.


Katade de bu yay parçalanıncaya kadar düşmanlara ok attı. Yay parçalandıktan sonra da, sapı ile Peygamberimizin önünde durarak, Ona hücum eden müşriklere karşı vücudunu siper etti. Nihayet gözüne bir ok isabet ederek gözü çıktı.


Hiçbir eksiği olmaz


Gözbebeğini eline alarak, Peygamberimizin huzuruna geldi. Resulullah efendimiz onu görünce, buyurdu ki:


- Ya Katade bu ne hal?


- Ya Resulallah, gördüğünüz gibi gözüm çıktı.


Bunun üzerine Resulullah efendimiz buyurdu ki:


- İstersen bu haline sabret! O zaman cennet senin için hazırlanır. Eğer istersen göz bebeğini yerine koyup, senin için Allahü teâlâya duâ edeyim, eskisinden hiçbir eksiği olmaz.


Hz. Katade dedi ki:


- Ya Resulallah! Benim çok sevdiğim bir eşim var. Beni bu halde görürse, belki hoş karşılamaz. Peygamber efendimiz Katade hazretlerinin elinden gözü alıp, çıktığı yere koydu ve, "Ya Rabbi! Katadenin gözünü güzel eyle!" diye duâ etti.


Katadenin gözü eskisi gibi sağlam oldu. Peygamberimizin mucizesiyle görmeye başladı. Hatta bu gözü diğer gözünden daha iyi görürdü.


İmam-ı a’zam hazretleri Peygamberimizi methetmek için yazdığı bir şiirinde, bu hadiseyi şöyle yazmıştır: “Mucizenle geri getirdin, Katadenin gözünü.”


Mekke’nin fethedildiği gün, kabilesinin, Beni Zafer kolunun bayrağı Hz. Katadenin elindeydi.


Dönüşte bana uğra!


Katade hazretleri bir gece, karanlıkta yatsı namazına giderken, yolda Peygamberimize rastladı. Peygamberimiz ona sordular:


- Katade, sen misin?


- Evet, ya Resulallah.


- Dönüşte bana uğra!


Namazdan sonra uğradığında, Peygamberimiz ona bir hurma dalı verdi.


O günden sonra Katade hazretleri gece bir yere giderken, yanında o hurma dalını taşıyınca, o hurma dalından etrafa ışık yayılır, çevresini aydınlatırdı.


Hz. Katade buyurdu ki:


“Size, hastalığınızı teşhis ettirip, tedavi çarelerini bulduran Kur’an-ı kerim'dir.


Hastalığınız günah işlemek, tedavisi ise, tevbe ve istiğfardır.”


“Kabir azabı üç şeyden meydana gelir: Bunun üçte biri gıybet, üçte biri nemime yani söz taşıma, diğer üçte biri de idrardan sakınmamaktır.”


"Elbise, servet, güzellik ve ilim gibi nimetler kendisine verilip de, tevazu etmesini bilmeyenlerin bu varlıkları, kıyamet günü kendilerine vebaldir.


Hz. Katade hicri 646 tarihinde 65 yaşında Medine-i münevverede vefat etti.