Büyük Bir Kayıp
İbrahim´in duası kabul oldu. Arabistan´dan ve daha uzaklardan gelen hacılar tarafından getirilen zenginlikler Mekke´yi doldurdu. Büyük Hac yılda bir kez yapılıyordu; fakat: Kâ´be, Umre yapılarak yılın istenilen zamanında ziyaret edilebilirdi; bu ib? d etler, ibrahim ve İsmail´in koyduğu kurallara göre şevk ve bağlılık içinde yapılmaya devam ediyordu. İshak´ın soyundan gelenler de, Kâ´be´yi İbrahim tarafından yapılan kutsal bir tapınak olarak ziyaret ediyorlardı. Bu onlar için Tanrı´nın var olan mabed-lerinden sadece biri idi. Fakat yüzyıllar geçtikçe tek Tanrı´ya olan ibadetin saflığı bozulmaya ve kirlenmeye başladı. İsmail´in soyundan gelenler, Mekke vadisine sığmayacak kadar çoğaldılar; uzaklara göç edenler bu kutsal tapınaktan taşlar alıp, Kâ´be adına onlara saygı göster* diler. Daha sonraları, komşu putperest toplulukların etkisiyle bu taşlara putlar da eklendi; ve sonunda hacılar bu putları Mekke´ye de taşımaya başladılar. Bu putlar Kâ´be´-nin içine kondu, işte o zaman yahudiler İbrahim´in tapmağını ziyaret etmeye başladılar1.
Putperestler, putlarının Tanrı ile insan arasında aracılık yaptığını savunuyorlardı. Bu nedenle, Tanrı ile olan ilişkileri günden güne azaldı ve Tanrı onların hayatından uzaklaştıkça, Ahiret´e olan inançları zayıfladı, sonunda çocuğu ölümden sonraki yaşama inanmamaya başladılar. Fakat gerçeği görebilenler için, onların Hak yoldan saptığını gösterir birçok delil vardı: artık Zemzem kuyusuna önem vermiyorlardı, nerede olduğunu bile unutmuşlardı. Bunun asıl sorumlusu Yemen´den gelen Cürhümilerdi. Onlar Mekke´nin yöneticiliği görevini üstlenmiş, İbrahim´in soyundan gelenler de bunu kabullenmişlerdi, çünkü ismail´in ikinci karısı bir Cürhümi idi. Fakat Cürhümiler her türlü adaletsizliği uygulamaya başladığında diğer kabileler onları Mekke´den kovdular. Cürhümiler ayrılmadan önce Zemzem kuyusunu doldurdular ve üstünü örttüler. Şüphesiz bunu intikam almak için kinlerinden yaptılar, fakat yıllardan beri hacıların Kâ´be´ye getirdiği mücevherleri, geri dönüp zengin olmak için kuyuya gömdükleri ve üstünü kumla kapladıkları da olasıdır. ´
Onların görevini, yanı Mekke´nin yöneticiliğini Huzaa kabilesi üstlendi. Bu kabile İsmail´in soyundan gelen, Ye-men´A göç eden, daha sonra tekrar kuzeye dönen bir Arap kabilesidir. Fakat Huzaa da, atalarına verilen bu harika suyun kaynağını araştırmadı. Çünkü o günlerde, Mekke´de başka kuyular kazılmış ve Tanrı´nın bu hediyesi bir ihtiyaç olmaktan çıkmış, Kutsal Kuyu yarı unutulmuş bir hatıra olarak kalmıştı.
O halde Cürhürmlerin suçuna Huzaa´lar da ortak olmuşlardır. Onlar diğer yönlerden de suçludurlar onların bir şefi, Suriye´den dönerken Moabi´lerden, putlarından birini vermelerini istedi. Ona Hubel´i verdiler. Beraberinde Mekke´ye getirdiği Hubel, Kâ´be´ye kondu ve Mekke´nin baş putu oldu.
Konular
- Sahaja Yoga Dini
- Evrensel Uluslararası Yol
- Mans’ın Kutsal Kuralları
- Tanrının Çocukları
- Cennetin Kapısı
- Oshocular
- Hıristiyan Bilim Kilisesi
- İnsan Tapınağı
- Edebi Değerler
- Hıristiyanlığın Birleşik Okulu
- Branch Davidians
- Diyet Tarikatı
- Panawave Kültü
- SİYER-İ NEBİ
- Allah´ın Evi
- Büyük Bir Kayıp
- Vadideki Kureyş
- Bir Kaybın Tekrar Bulunuşu
- Bir Oğul Kurban Etmeye İçilen And
- Bir Peygambere Duyulan İhtiyaç
- Fil Yılı
- Çöl
- İki Kayıp
- Rahip Bahira
- Hılful Fudul
- Evlilik Önerileri
- Yuva
- Kabe´nin Yeniden İnşası
- İlk Vahiy
- Namaz