Şehvete Bağlı Kötülüklerden Korunmak

Nikahın bir faydası şeytandan korunmak, kadınlara karşı olan isteği kırmak, şehvetten doğan felaketleri önlemek, gözü haramdan ve ferci zinadan korumaktır. Buna Resulüllah'ın şu hadisi işaret etmektedir:


"Evlenen bir kimse dininin yarısını korumuş olur.


Öyleyse ikinci yarısını da korumak için Allah'dan korksun"


Şehvetin def edilmesi, birinci mana olan evlad edinmekden sonra gelir. Çünkü şehvet, evlad edinmek için bir sebeptir. Evlenmek şehvetin şerrini def etmeye kafi gelmektedir. Ancak, nikah bu gayeyle icra edildiği takdirde, sadece Mevlanın rızasını tahsil etmek için yapıldığına delalet etmez. Çünkü, Mevlasının rızası için, emrine yapışanın derecesi, şehvet isteği ile yapılan meşru bir işten daha üstündür.


Şehveti yerine getirmekte öyle bir lezzet vardır ki, O lezzet, cennette verilmesi va'd edilen lezzetlere dikkati çekmektedir. Zira hiç bir şekilde tadılmamış lezzete teşvik etmek faydasız ve gereksizdir. Çünkü eğer cinsi iktidarı olmayan bir kimse sevişme lezzetine teşvik edilirse, bu teşvikin hiç bir değeri yok­tur.


Şayet kişi takva gemiyle gemli ise, ancak o zaman şehvetine uymaktan, bakmaktan ve tenasül uzvunu zinadan koruyabilir. Kalbini vesvese ve kötü düşüncelerden alıkoymak ise, o insanın elinde değildir. Aksine nefsi kendisini daima cinsi mevzulara çekip koşuşturur. Vesveseci şeytan, çoğu zaman kendisinden ayrılmaz. Bazen namaz esnasında bile gelip gırtlağına yapışır. Hatta namazda kalbine çok kötü cinsi hadiseleri getirir. Allah ise, onun kalbini bilir. Ahiret yolunun yolcusu için, işlerin başı kalbdir. Oruca devam etmek çoğunun kalbinden vesveseyi gide­remez.


Bu sırra binanen İbni Abbas hazretleri buyuruyor:


"Abidin ibadeti ancak evlenmesi ile tamamlanır"


Bu türlü vesvese umumi bir beladır. Ondan çok az insan ya­kasını kurtarmıştır. Katade hazretleri şu ayeti tahammül edilmez şehvetle tevil etmiştir:


"Allahım! Bize güç getiremiyeceğimiz şeyi yük­leme."


(Bakara:286)


Feyyaz bin Nüceyh hazretleri buyurdu: "Kişinin tenasül uzvu kalktığı zaman aklının üçte ikisi gider."


Şehvet, şeytanın insanoğluna karşı kullandığı en kuvvetli si­lahtır. Allah'ın sevgili habibi Hazret-i Muhammed (s.a.v.) şehvetin şeytan elinde en keskin ve kuvvetli alet olduğuna şu hadıs-i şerifıyle işaret buyurmuştur:


"Aklı ve dini eksik olanlar içinde, siz kadınlardan daha fazla, akıllı kişilere galip gelen bir kimse görmüş değilim."


(Müslim)


Akıllıların bunlara mağlup olmasının hikmeti, şehvetinin heyecana gelmesidir. Allah'ın Resulü bir duasında şöyle bu­yurmuştur:


"Ey Allah'ım Kulağımın, gözümün, kalbimin ve menimin şerrinden sana sığınıyorum."


Allah Resulünün, şerrinden Allah'a sığındığı hiç bir şekilde ihmal etmeye gelmez.


.


.


Ali Eren - İzdivaç ve Mahremiyetleri


Bu eser incemeseleler.com ile internete müsadeli olarak kazandırılmıştır.


Eseri başka sitelerde yayımlamak yasaktır !