Cin suresi meali
Mekke´de nâzil olmuştur: 28 (yirmisekiz) âyettir. Cinlerin Kur´an dinleyip hidayete geldikleri anlatıldığından, sûre bu ismi almıştır. Hz. Peygamber, amcası Ebu Talip ve eşi Hz. Hatice´yi kaybettikten sonra Tâif´e gitmiş, orada çirkin davranışlarla karşılaşmıştı. Bu sıralarda Kureyş müşrikleri de müslümanlara karşı düşmanlıklarını iyice arttırmış bulunuyorlardı. işte Tâif dönüşünde nâzil olarak Resûl-i Ekrem´e teselli veren bu sûre, yalnız insanların değil, cinlerin de Kur´an´a tâbi olduklarını bildiriyor, İslâm´ın muzafferiyetini müjdeliyordu.
1- Deki: Hakikat bir takım cinnin Kur´ân dinleyip de şöyle dedikleri bana vahyedildi. Şüphesiz biz, hayret verici bir Kur´ân dinledik.
2- O Kur´ân hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.
3- Doğrusu, Rabbimizin şanı çok yüksektir. Ne bir arkadaş edinmiştir, ne de bir çocuk.
4- Meğer bizim beyinsiz (İblis), Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş.
5- Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah´a karşı asla yalan söylemez sanmışız.
6- Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklıklarını artırırlardı.
7- Doğrusu onlar sizin zannettiğiniz gibi, zannetmişlerdi ki, Allah asla kimseyi Peygamber göndermeyecek.
8- (Cinler, dediler ki): "Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk."
9- "Doğrusu biz göğün bazı mevkilerinde dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor."
10- "Doğrusu biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?"
11- Doğrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız.
12- "Doğrusu biz anladık ki, Allah´ı yerde acze düşürmemize imkân yok. Kaçmakla da O´nu asla âciz bırakamayacağız."
13- "Doğrusu biz o hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik. Kim Rabbine inanırsa, ne hakkının eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden."
14- "Ve biz, bizlerden müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yolu arayanlardır."
15- Ama yoldan çıkanlar, işte onlar cehenneme odun olmuşlardır.
16. Onlar gerçekten o yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette kendilerine bol bir su verirdik.
17- Ki onları onunla sınayalım. Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sokar.
18- Mescitler kuşkusuz Allah´ındır. O halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın.
19- Allah´ın kulu (Hz. Peygamber) kalkmış O´na dua ederken, neredeyse (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.
20- De ki: "Ben ancak Rabbime dua eder ve O´na hiçbir şeyi ortak koşmam"
21- De ki, "Haberiniz olsun, ben size kendiliğimden ne bir zarar verebilirim, ne de bir yol gösterebilirim."
22- De ki, "Allah´tan beni kimse kurtaramaz ve ben O´ndan başka bir sığınacak bulamam."
23- "Benim yapabileceğim, sadece Allah´tan size duyuru yapmak ve O´nun elçilik görevlerini yerine getirmektir." Artık kim Allah´a ve onun elçisine baş kaldırırsa, ona içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır.
24- Kendilerine vaad edilen şeyi gördükleri zaman, kimin yardımcısının en zayıf ve en az olduğunu bileceklerdir.
25- De ki: "Ben bilmem, o size vaad edilen şey yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar.."
26- O bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz.
27- Ancak seçtiği elçiye açar. Çünkü onun önünden ve ardından gözetleyiciler salar.
28-Bilsin diye ki, onlar Rablerinin elçiliklerini yerine getirmişlerdir. Allah onlarda bulunan her şeyi kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır.
1- Deki: Hakikat bir takım cinnin Kur´ân dinleyip de şöyle dedikleri bana vahyedildi. Şüphesiz biz, hayret verici bir Kur´ân dinledik.
2- O Kur´ân hidayete erdiriyor, biz de ona iman ettik. Rabbimize hiçbir şeyi ortak koşmayacağız.
3- Doğrusu, Rabbimizin şanı çok yüksektir. Ne bir arkadaş edinmiştir, ne de bir çocuk.
4- Meğer bizim beyinsiz (İblis), Allah hakkında saçma şeyler söylüyormuş.
5- Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah´a karşı asla yalan söylemez sanmışız.
6- Doğrusu insanlardan bazı erkekler, cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onların şımarıklıklarını artırırlardı.
7- Doğrusu onlar sizin zannettiğiniz gibi, zannetmişlerdi ki, Allah asla kimseyi Peygamber göndermeyecek.
8- (Cinler, dediler ki): "Biz göğe dokunduk, onu kuvvetli bekçiler ve alevlerle dolu bulduk."
9- "Doğrusu biz göğün bazı mevkilerinde dinlemek için otururduk. Fakat şimdi her kim dinleyecek olursa kendini gözetleyen parlak bir alev buluyor."
10- "Doğrusu biz bilmiyoruz, yeryüzündekilere kötülük mü murat edildi, yoksa Rableri onlara bir hayır mı diledi?"
11- Doğrusu bizler; bizden iyi olanlar da var, olmayanlar da var. Biz çeşitli yollara ayrılmışız.
12- "Doğrusu biz anladık ki, Allah´ı yerde acze düşürmemize imkân yok. Kaçmakla da O´nu asla âciz bırakamayacağız."
13- "Doğrusu biz o hidayet rehberini dinlediğimizde ona iman ettik. Kim Rabbine inanırsa, ne hakkının eksik verilmesinden korkar, ne de kendisine kötülük edilmesinden."
14- "Ve biz, bizlerden müslümanlar da var, hak yoldan sapanlar da var. Müslüman olanlar, işte onlar doğru yolu arayanlardır."
15- Ama yoldan çıkanlar, işte onlar cehenneme odun olmuşlardır.
16. Onlar gerçekten o yol üzere dosdoğru gitselerdi, elbette kendilerine bol bir su verirdik.
17- Ki onları onunla sınayalım. Kim Rabbini anmaktan yüz çevirirse, Rabbi onu gittikçe yükselen bir azaba sokar.
18- Mescitler kuşkusuz Allah´ındır. O halde Allah ile birlikte kimseye yalvarmayın.
19- Allah´ın kulu (Hz. Peygamber) kalkmış O´na dua ederken, neredeyse (cinler) onun etrafında keçe gibi birbirlerine geçeceklerdi.
20- De ki: "Ben ancak Rabbime dua eder ve O´na hiçbir şeyi ortak koşmam"
21- De ki, "Haberiniz olsun, ben size kendiliğimden ne bir zarar verebilirim, ne de bir yol gösterebilirim."
22- De ki, "Allah´tan beni kimse kurtaramaz ve ben O´ndan başka bir sığınacak bulamam."
23- "Benim yapabileceğim, sadece Allah´tan size duyuru yapmak ve O´nun elçilik görevlerini yerine getirmektir." Artık kim Allah´a ve onun elçisine baş kaldırırsa, ona içinde ebedi kalacakları cehennem ateşi vardır.
24- Kendilerine vaad edilen şeyi gördükleri zaman, kimin yardımcısının en zayıf ve en az olduğunu bileceklerdir.
25- De ki: "Ben bilmem, o size vaad edilen şey yakın mı, yoksa Rabbim onun için uzun bir süre mi koyar.."
26- O bütün gaybı bilir. Fakat gaybını hiç kimseye açmaz.
27- Ancak seçtiği elçiye açar. Çünkü onun önünden ve ardından gözetleyiciler salar.
28-Bilsin diye ki, onlar Rablerinin elçiliklerini yerine getirmişlerdir. Allah onlarda bulunan her şeyi kuşatmış ve her şeyi bir bir saymıştır.
ELMALILI MEALİ
- A´la suresi meali
- Abese suresi meali
- Adiyat suresi meali
- Ahkaf suresi meali
- Ahzab suresi meali
- Alak suresi meali
- Ankebût suresi meali
- Asr suresi meali
- Beled suresi meali
- Beyyine suresi meali
- Buruc suresi meali
- Casiye suresi meali
- Cin suresi meali
- Cumu´a suresi meali
- Duha suresi meali
- Duhan suresi meali
- Enbiyâ suresi meali
- Fatır suresi meali
- Fecr suresi meali
- Felak suresi meali
- Fetih suresi meali
- Fil suresi meali
- Furkan suresi meali
- Fussilet suresi meali
- Gaşiye suresi meali
- Hac suresi meali
- Hadid suresi meali
- Hakka suresi meali
- Haşr suresi meali
- Hucurât suresi meali